HAMM: Clov!
CLOV: (Bıkkın) Ne var?
HAMM: (Sinirli) Yoksa biz... biz.... bir şey mi ifade etmeye başlıyoruz?
CLOV: İfade etmek, ha? Biz, ifade etmek! (Kısa bir gülüş) Bu güzel işte!
HAMM: Merak ediyorum. Yeryüzüne dönen akıllı bir varlık bizi inceledikçe bazı düşüncelere kapılmaz mı acaba? (Akıllı varlığın sesini taklit ederek) "Ah evet, ne olduğunu şimdi anlıyorum... evet, şimdi ne yaptıklarını anlıyorum!"
Hatta, oraya kadar gitmeden, biz kendimiz... (Heyecanlı) biz kendimiz... zaman zaman... (Ateşli) Belki de bütün bunların boşa gitmemiş olacağını düşünmek!
❝
Sayın seyirciler, bugün elimize geçen bir habere göre, Dünya olarak bilinen bir gezegende insanlar doğdu, yaşadı ve öldü. Şimdi, sıradaki haberimize geçiyoruz...
❞
Az ama öz bir kitap. 2. kez bitirmem 2 haftamı aldı.
"Gören gözler için yalnızca acı vardır."
Bu kitap maksimumun tanımı üzerine yazılmıştır.
İşe maksimum tanımıyla başlıyoruz. Sonsuzluk, belirsiz olduğundan dolayı zirve değer olarak alınamaz. Yani sonsuz hız diye bir şey yoktur. Eee maksimum sonsuz olamıyorsa bir değeri var demektir.
Tükürüğün tadı var mı?" çok sorulan bir soru. Cevap ise "Evet; var. Tuzlu!" (sodyum ve klorür). Fakat tükürüğümüzün tuz seviyesiyle sürekli yaşadığımız, ona adapte olduğumuz için ancak ağzımızdaki tuzdan daha yoğun tuz içeren gıdalar yersek bunun farkına varabiliyor, "tuzlu" diye tanım yapabiliyoruz. Tam tersine, su gibi tatsız bir içecekte de ağzımızdaki tükürük, dolayısıyla tuzlu "normal"imiz seyreliyor ve zihnimizde suya tuzsuzluk içeren tat atamaya başlıyoruz.
Kitabı beğendim tavsiye edermiyim ? Evet.
Kitabın konusu 15 yaşında olan antikahraman Alex ve onun başını çektiği çetesinin kendi özgür iradeleri ile hiç tanımadığı insanlara zevk olsun diye yaptığı tacizleri , şiddeti okuyarak başlıyoruz . Daha sonrasında suçlarından dolayı Alex in hapishaneye düşmesi ve 15 gün içerisinde çıkabilme vaadi ile gönüllü olarak denek olması ve başarılı olan deney çalışmasından sonra topluma salınması ve deneyin Alex üstündeki çarpıcı sonuçları anlatılıyor.
Psikolojik ve fiziksel şiddetin kol gezdiği , karanlık, rahatsız edici , sinir bozucu ve üstünde uzun süre düşünmenizi sağlayan bir kitap.
Okumamın üstünden o kadar zaman geçmesine rağmen hala düşündükçe etkilendiğim bir roman.
Okuyun...
Otomatik PortakalAnthony Burgess · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 200991,9bin okunma
K A D I N
"Analık veya ev yönetimi bakımından gereken erdemleri, becerileri olan." Türk Dil Kurumu sözlüğündeki anlamlarından biri. Bir diğer anlamı: "Ev işlerinde çalışan bayan." Hatta daha iyi anlaşılsın diye bununla ilgili atasözleri, deyimler, kalıp sözler de koymuşlar: "Kadının yüzünün karası erkeğin elinin
Biz insanların hayat gibi anlaşılmaz bir şeye alışmamız birden çok acıklı geldi bana . Bir gün geliyor varolmamızı çok olağan bulmaya başlıyoruz ve sonra evet sonra bidaha ancak bu dünyadan ayrılmak zorunda olduğumuzda düşünüyoruz bunu .
“Biz insanların, hayat gibi anlaşılmaz bir şeye alışmamız, birden çok acıklı geldi bana. Bir gün geliyor, var olmamızı çok olağan bulmaya başlıyoruz ve sonra, evet sonra bir daha ancak bu dünyadan ayrılmak zorunda kaldığımızda düşünüyoruz bunu”
Kıskanmak, ilk olarak 1937 yılında Tan gazetesinde tefrika olarak yayınlanmış daha sonra ise 1946 yılında ilk defa roman olarak yayımlanmaya başlamış bir metin.
İlk bakışta kitabın ismi nedeniyle okurda sanki iki sevgili veya eş arasında bir şeyler okunacakmış gibi bir hava verse de aslında durum hiçte öyle değil.
Romanda karşımıza çıkan dört
🩵 "Masalda da gerçekte de kalbi olmayan bütün kızların adı Gökçen'dir...
.
.
🩵 Çünkü gözlerini görmeden sevmek daha kolaydı. Gözler, büyünün kaynağıydı...
.
.
🩵 "Ölüm o kadar güç değildir, unutulmak yamandır."
"Asıl ölüm unutulmaktır."
"Unutulmak da ölmektir."
"Hayat, birkaç hatıradır."
"Hayat, ölümün başlangıcıdır."
"İnsan anıldıkça yaşıyor demektir."
.
.
🩵 Merhabalar sevgili kitap dostlarım Askerî kurgu sevenler burada mıyız? Coşkulu bir evet bekliyorum Çünkü, ben çok severim ve kızımın " Anne, mutlaka okumalısın" diyerek elime tutuşturduğu Gökçen ile tadına doyulmaz bir askerî kurgu okudum. Hazırsanız başlıyoruz
.
.
🩵 Kepçük ve Pamuk... Nam_ı diğer Murtahan ve Gökçen... Onlar beraber büyümüş, asker olan babalarını aynı anda şehit vermiş, yolları ayrılmak zorunda kalmış iki küçük çocuk, kocaman seven iki yürekti... Zor yıllar geçmiş, Murtahan Bordo Bereli bir asker, Gökçen Doktor olmuştu.. Her ikisi de hayallerine kavuşmuştu... Sıra birbirlerine kavuşmaktaydı ki ,onu da kader çözdü Silopi'de görevde olan Murathan 'ın yanına tayini çıktı Gökçen 'in ... Annerinin işbirliği ile yeniden bir araya gelen ikili için geçmişin kırıkları, korkuları, aşkları ile yüzleşecekleri, yer yer kahkaha attıran, yer yer gözlerimizden kalpler çıkan, yer yer ağlatan mücadeleleri başlayacaktı... Gönül ister ki AŞK kazansın!.. Peki ya, kazanamzsa Ben cevap için, hemen devam kitabını sipariş veriyor, hepinize şimdiden keyifli okumalar diliyorum. Kitapla Kalın
Oh evet kesinlikle güzel bir teşekkürü hak ediyor.
Üzerimdekileri çıkanp çarşafın üzerine uzanıyorum. Masada yüzümü koyabileceğim bir boşluk var ellerim kollarım sabit yatıyorum gözlerim kapalı bedenim uzun zamandır olmadığı kadar gevşek. Sadece kollanm
ve bacaklarım lütfen baldırlanma gerek yok.
Elbette. Bir CD çalıyor ve başlıyoruz. Elleri bir
Önce duygularımıza kapılıp güveniyor ve bağlanıyoruz, sonra mağduriyetler ve hayal kırıklıkları başlayınca sormaya sorgulamaya, şüphe etmeye başlıyoruz. Bu döngü artık tutkuyla bir şeylere bağlanmamızı imkansız kılıyor...
Evet, tecrübeliyiz artık ama hiç zevk alamıyoruz...