Ne zaman, nerede ve nasıl öleceğini bilmek. Korkunç!
Öncelikle, kitap iki önsöze sahip. İlk önsözü o döneme, kitabın içeriğine ve yazarın neleri eleştirdiğine dair açıklamalar içeriyor. Okunmasını tavsiye ederim, ben oldukça dokunaklı buldum. İkinci önsöz ise bir diyalog halinde yazılmış ve yazarın kitabına karşı o dönemde nasıl bir yaklaşım sergileneceği ile ilgili bir izlenim veriyor.
Kitabın içeriğine gelirsek, gerçekten etkileyici bir kitaptı. Çok düşündüm, idam mahkumu ben olsaydım nasıl hissederdim ya da nasıl davranırdım diye. Kitabı okurkenki süreçte içtiğim suyun da, yediğim yemeğin de, ettiğim sohbetlerin de, kısacası rutin hayatımda yaptığım her ne varsa, her şeyin kıymetini daha çok hissettim.
Çok önemli bulduğum bir şey vardı kitapta. O da idam kararı kesinleştiğinde mahkumun kendinden önce ölecekleri düşündüğü kısımdı. Evet, idam edileceği kesindi ama o idam edilene kadar kim bilir kaç özgür insan ölecekti. Öleceğini bilmeyen kaç insan hayata gözlerini kapayacaktı. İşte bu düşünce kafama yerleştikten sonra her şeyi daha yoğun hissettim ve yaşamımın daha çok tadını çıkarma isteği duydum.
Bende böyle derin duygular, uzun süren düşünme halleri yarattı.
Okuyun derim.