Ehli tasavvuf, manevî organların vücuttaki yerlerini bildirmişlerdir. Bir insan derin bir tevbe ile tasavvufa girdiğinde, tasavvuftaki derslerini aldığında ve beş manevî organ üzerinde Allah lafzını çektiğinde ne olur? Kalbin yaratılmasındaki maksat huzur bulması, doyum içindir. Bu kalbe Allah lafzı verilmezse adeta ağlayan bir çocuk gibi gider sütü başka yerde arar, devreye nefs girer. Nefs onu kucağına alır. Süt yerine dünyadaki nesneleri ağzına vermek suretiyle adeta emzik gibi onu kandırır. Çocuk emdiğini zanneder ama ağzına verilen şey süt değildir. Emer ama açtır. Ruh sevmek içindir. Sevecek, mutlu olacak ve arkasından gidecek. Kimi sevmesi gerekiyor? Allah Teâlâ'yı, Resulu Ekrem'i(s.a.v), ashabı. İnsan tevbe etmezse veyahut tevbe alır evrad u ezkar yapmazsa sevmesi gereken Allah iken gider dünyayı sever, parayı sever mesela. O kadar sever ki manevî organlardan sır devreye girer: vahdaniyet. Yegâne gaye hâline gelir sevdiği. Para ise para. Gördüğü her yer ona parayı hatırlatır. Her yer dünya metaını hatırlatır. Yediği, içtiği adeta bir denizin içine girmiş, her tarafını kuşatan bir düşünce yumağı, mülahazası içerisinde sürekli para olur. Kalbi çalıştırmayıp manevî süt vermezseniz nefs bunu kullanır, kalp boşluk kabul etmez. Hafi ve ahfa: Yok olma, gark olma. Hafi yok olmak sevilende, para ise para. Ahfa, onda fani olur.Tasavvuf ile evrad ile bu beş organ Allah için kullanılmazsa şeytan kendi emelleri için kullanır.
Ns🌹