Din bir bütündür, bölünme ve parçalanma kabul etmez. Bölünme parçalanma kabul eden şeye de din denmez. O bir ağaç gibidir; itikada ait meseleler kökü, ibadete müteallik hususlar dalı budağı, muamelat onun çiçekleri, ukubat koruyucusu, evrad ü ezkar gibi hususlar da o ağacı alttan ve üstten besleyen unsurlardır. İşte böyle bir bütünlük arz eden din, bütünüyle Allah tarafından vaz’ edilmiş ve peygamber tarafından tebliğ ve talim edilmiştir.
Tasavvuf, hikmetle derinleşerek Hakk'a doğru mesafe alma yoludur. O asla dünyadan el-etek çekmek, Yûnus'un buyurduğu gibi yalnızca tâc ile hirkaya bürünmek ve ancak belirli bir evrâd ü ezkâr ile iktifa etmek değildir. Her şeyden önce mes'uliyetimizi tefekkür etmektir, kendimizi muhasebe halinde bulunmaktır, idarakte yol katedebilmektir.
Reklam
"EZKÂR ve EVRÂD..."
- "Tasavvufta tarikatlar tarafından tespit edilmiş belli bir ezkâr ve evrâd bulunması onu mistisizmden ayıran temel farklardan biridir. Bazı ibadetler olsa da mistisizmde bu tarz ritüeller yoktur..."
KENAN RİFAÎ VE KUBBEALTI VAKFI “Kuruluşu eskiye dayanan Rüfailiğin çok sayıda kolu olmasına rağmen ülkemizde en meşhur olanı, Kenan Rifai ve mensuplarının içinde yer aldığı "Rifai" grubudur. Tasavvuf geleneğinin birçok özelliğini taşımasına rağmen bu oluşumda, tarikat âdâb ve erkanından sayılabilecek düzenli evrad, ezkâr vs. bulunmaması bu yapıyı klasik tarikat profilinden ayırmaktadır.”
Sayfa 252
Ehli tasavvuf, manevî organların vücuttaki yerlerini bildirmişlerdir. Bir insan derin bir tevbe ile tasavvufa girdiğinde, tasavvuftaki derslerini aldığında ve beş manevî organ üzerinde Allah lafzını çektiğinde ne olur? Kalbin yaratılmasındaki maksat huzur bulması, doyum içindir. Bu kalbe Allah lafzı verilmezse adeta ağlayan bir çocuk gibi gider sütü başka yerde arar, devreye nefs girer. Nefs onu kucağına alır. Süt yerine dünyadaki nesneleri ağzına vermek suretiyle adeta emzik gibi onu kandırır. Çocuk emdiğini zanneder ama ağzına verilen şey süt değildir. Emer ama açtır. Ruh sevmek içindir. Sevecek, mutlu olacak ve arkasından gidecek. Kimi sevmesi gerekiyor? Allah Teâlâ'yı, Resulu Ekrem'i(s.a.v), ashabı. İnsan tevbe etmezse veyahut tevbe alır evrad u ezkar yapmazsa sevmesi gereken Allah iken gider dünyayı sever, parayı sever mesela. O kadar sever ki manevî organlardan sır devreye girer: vahdaniyet. Yegâne gaye hâline gelir sevdiği. Para ise para. Gördüğü her yer ona parayı hatırlatır. Her yer dünya metaını hatırlatır. Yediği, içtiği adeta bir denizin içine girmiş, her tarafını kuşatan bir düşünce yumağı, mülahazası içerisinde sürekli para olur. Kalbi çalıştırmayıp manevî süt vermezseniz nefs bunu kullanır, kalp boşluk kabul etmez. Hafi ve ahfa: Yok olma, gark olma. Hafi yok olmak sevilende, para ise para. Ahfa, onda fani olur.Tasavvuf ile evrad ile bu beş organ Allah için kullanılmazsa şeytan kendi emelleri için kullanır. Ns🌹
Tasavvufun Anlamı Muhammed Taki Osmâni şöyle dedi: “Bugünlerde insanların ekserisi çokça zikir ve tesbihatın tasavvuf olduğunu düşünüyorlar. Hâlbuki bu tamamen yanlış. Tasavvuf temelde kötü ahlâktan soyunup güzel ahlâk ile ahlâklanmaktır. Zikir, tesbihat, evrâd u ezkar ise bu amacı gerçekleştirmeye yardımcı olan saiklerdir. Bunlar kişinin kendi hâlini düzeltmesine yardımcı olan takviyelerdir. Bunları bir anlamda vitaminlere benzetebiliriz. Düzgün bir beslenme alışkanlığı olmadan vitaminlerin hiçbir işe yaramayacağını biliyoruz. O nedenle tasavvufun ne olduğunu iyi anlamak gerekir.” (s.101)
Reklam
24 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.