Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Yani halklar yeterince suları olmadığından değil, suları madencilik ve fabrikalar, şişe su ve içecekler, pazara yönelik tarım ve hayvan çiftliklerini kullanmak üzere çalın digi için ölüyorlar.
Sayfa 23 - Kaos
İngiltere'nin sanayinin beşiği olmasının bir çok nedeni vardır. Bilim geleneği, Protestan çalışma ahlakı, alışılmamış ölçüde yüksek bir dinsel hoşgörü, kömürün bolluğu, yollarsan ve kanallardan oluşan etkin ulaşım ağları, İngiliz girişimcilere mali kaynak sağlayan imparatorluk meyveleri. Fakat İngilizlerin benzersiz çay aşkı da, yeni sanayi kentlerinden hastalıkları uzak tutarak ve uzun vardiya sürelerinde açlığı yatıştırarak kendi rolünü oynadı. İlk fabrikalarda çay, işçileri ateşleyen içkiydi;fabrikalar ise, hem insanların hem makinelerin kendilerince buhar gücüyle çalıştıkları yerlerdi.
Sayfa 195Kitabı okudu
Reklam
Osmanlı Imparatorluğun borcu!
Borçları altınla ödemek fikrinden vazgeç,’ denilmiyor, ‘Bunu halktan sakla,’ deniliyor. Ne demek? En zengin devletlerin borçlarını ödemeyeceklerini söyledikleri bir dönemde... İktisat buhranı dünyayı altüst ederken... Her gün yüzlerce banka, yüzlerce şirket iflas ediyor. Fabrikalar, madenler, işçilerini dışarı atarak kapılarını kapattılar. Dünya
637 syf.
10/10 puan verdi
·
20 günde okudu
Kitabın başkahramanı Nehlüdov toplumun üst sınıfına mensup birisi. Gençliğinde temiz, iyi yürekli bir delikanlı olarak anlatılır fakat, özellikle orduya katılmasıyla katılmasıyla beraber, ileriki zamanlarda karakterinde bozulmalar meydana gelmiştir: «Bu korkunç değişikliğin tek nedeni, kendine inanmayı bırakıp başkalarına inanmaya başlamasıydı.
Diriliş
DirilişLev Tolstoy · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202117,3bin okunma
Dağın Yamacındaki Büyüleyici Manastır: Sümela Sabahın ilk saatleri, puslu hava eşliğinde servis aracımızla yola çıktık. Sümela Manastırı’nı ilk defa göreceğim için çok heyecanlıydım. Araç yavaş yavaş Trabzon Maçka’ya doğru hareket ederken ben solumdaki camdan Trabzon’u seyrediyordum. Gözlerimin önünden evler, apartmanlar, dükkanlar, okullar,
Ülke acınacak halde, herkesi işten çıkarıyorlar, fabrikalar peş peşe kapanıyor... Bu belki de imparatorun suçu değil...
Reklam
Sefil kadınlar, inançsız ve yasasız adamlar, fabrikalar ve hastalıklarla bu dünyanın işi ne? Bütün bu usta bezirgânlar niçin yaşıyor? Sıra ken­dilerine gelip tiyatrolara, gece kulüplerine, batakhanele­re kurulmaktan başka niçin büyüyor bütün bu şımartı­lan çocuklar? Bütüp bu madde, düşünceyi köstekliyor. Bizden önceki kuşaklar tüm düşüncelerini, parlak bir uygarlık yaratma uğruna, kuramlar, şaheserler, bilimler, kurumlar yaratmakta harcadılar.
Sayfa 111 - Can yayınlarıKitabı okuyor
"Kır çiçekleri ve manzara seyretmenin önemli bir kusuru var,bedavalar, diye açıkladı. Doğa sevgisiyle fabrikalar çalışmaz."
Zerrelerden mürekkeb bir parça toprak, her bir çiçekli ve meyveli nebatatın neşv ü nemasına menşe olabilir bir kâseyi o zerreciklerden doldursan bütün dünyadaki her nevi çiçek ve meyveli nebatatın tohumcukları ki o tohumcuklar hayvanatın nutfeleri gibi ayrı ayrı şeyler değil, nutfeler bir su olduğu gibi o tohumlar da karbon, azot, müvellidü'l-mâ, müvellidü'l-humuzadan mürekkeb, mahiyetçe birbirinin misli, keyfiyetçe birbirinden ayrı, yalnız kader kalemiyle sırf manevî olarak aslının programı tevdi edilmiş. İşte o tohumları nöbetle o kâseye koysak her biri hârika cihazatıyla, eşkâl ve vaziyetiyle zuhur edeceğini, vuku bulmuş gibi inanırsın. Eğer o zerreler her bir şeyin her bir hal ve vaziyetini bilen ve her şeye (ona) lâyık vücudu ve vücudun levazımatını vermeye kadîr ve kudretine nisbeten her şey kemal-i suhuletle musahhar olan bir zatın memuru ve emirber bir vazifedarı olmazlarsa, o toprağın her bir zerresinde, ya bütün çiçekli ve meyvedarların adedince manevî fabrikalar ve matbaalar içinde bulunması lâzım gelir ki o cihazatları ve eşkâlleri birbirinden uzak ve birbirinden ayrı mevcudat-ı muhtelifeye menşe olabilsin. Veya bütün o mevcudata muhit bir ilim ve bütün onların teşkilatına muktedir olacak bir kudret vermek lâzımdır. Tâ bütün onların teşkilatına medar olsun.
Çarlığın prestijini kurtarmak için girişilen ve önceleri iyi netice veren bu girişimler, sınai bir Rusya’nın gelişmesinden ayrı düşünülemez. Nihayet kapitalizm bu ülkeye giriş yapar. Ve hudutsuz maden kaynaklarından yararlanır Her taraftar maden ocakları fabrikalar açılır köylüler akın akın koşarlar.
Reklam
Dünyada ne varsa hepsi sermayecilerindi.Bütün diğer ne varsa hepsi onların kölesiydi.Tüm topraklar,evler,fabrikalar,bütün paralar servet sermayecilerindi.Sözlerini dinlemeyen olursa onları hapse attırabilir işinden kovdurup açlıktan öldürebilirlerdi.
Dokuzuncu Bürhan (Dokuzuncu delil,hüccet)
Gel, ey muhakemesiz arkadaş! Sen şu sarayın sahibini tanımıyorsun ve tanımak da istemiyorsun. Çünkü istib'ad ediyorsun. Onun acib sanatlarını ve hâlâtını, akla sığıştıramadığından inkâra sapıyorsun. Halbuki asıl istib'ad, asıl müşkülat ve hakiki suubetler ve dehşetli külfetler, onu tanımamaktadır. Çünkü onu tanısak bütün bu saray,
Cumhuriyetin ilanı ile birlikte toplanan kongreler ve çıkarılan yasalar neticesinde Türkiye'nin ilk iki şeker fabrikası, 1926'da Uşak ve Alpullu'da işletmeye açıldı. Ancak kurulan bu fabrikalar, ülkenin şeker ihtiyacını tam anlamıyla kar- şılayamadığı gibi çok az miktarda üretilen şeker, halka yüksek fiyattan satılıyordu. Bu durum, ilk yıllarda önemli eleştirilere neden oldu.
Sayfa 35 - ATATÜRK ARAŞTIRMA MERKEZİ BAŞKANLIĞI YAYINLARIKitabı okudu
Fabrikalar, tapınakların uzantısı, çalışılan sekiz saat, namaz ışığının günün bütün saatlerine yayılışı gibi görülecektir diriliş erlerince.
1940 başlarında Amerika, topyekûn savaşa sırılsıklam, âşık olmuştu; şaşılacak bir yanı yoktu bunun. Uzun bir süredir ülkenin başına bu savaş kadar elverişli bir şey gelmemişti. Savaş, Yeni Düzen'in asla başaramadığını başardı-Büyük Bunalımdan çekip çıkardı bizi ve Altın Çağımız'daki gözkamaştırıcı genişlemeyi, coşkuyu geri getirdi. Ulus esnekleşmişti, yeniden düzene sokuyordu kendini-zenciler, Kuzey'e, yeni işlere koşuyorlardı; kadınlar iş dünyasına adımlarını attılar, laboratuvarlar, üniversiteler ve fabrikalar, federal parayla ve savaş programlarıyla şişti, büyüdü, Beyinlerimizle çabalarımızı zorlayarak sınai ve askerî güç alanında dünya tarihinin gelmiş geçmiş en dehşetengiz devleti katına yükseldik. Evrenin öz yapısının gizi - atom- bile bizim ulusal amaçlarımıza hizmet etti, insanlığın ve yeryüzünün yüce amaçlarına.
Sayfa 16 - Can YayınlarıKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.