Batı dünyasında gerçekten de fahişeliğin resmiyet kazanıp iş olarak tanimlanmaya başlaması MÖ 6. yüzyıl başlarında Solon döneminde gerçekleşmiştir. Hızlı ve sıcak para akışı sağlayan bu insanların bedenlerinden devletin vergi almasını yasayla ilk kez sabitleyen Atina'nın ünlü kanun koyucusu ve yöneticilerinden olan Solon'du. Atina'da fahişelik yapan kadınların pek çoğu dışarıdan getirilmiş köleler ya da savaşta ganimet olarak elde edilmiş esirler yani toplumun ötekileriydi.
Tek adam rejimi yani Monarşi de Gördüğümüz gücün tek kişi elinde bulundurması birçok sorunu beraberinde getirdiği gibi toplum içinde rahatsızlık ve huzursuzluğa neden olur. fakat öte yandan Demokrasi yani çoğunluğun oy birliği kararı gerçekten düşünüldüğü kadar masum ve adil bir düzen oluşturabilir mi? İşte bu düşüncenin Amerika, İngiltere, Avrupa
Evlilikle karşılaştırılınca fahişelik, kur yapma, geçici arkadaşlık ya da ilişki temelindeki geçici birliktelikler, yapısal olarak daha yalındır, çünkü burada eşin
kaba yanlarıyla sürtüşmeden kaçınmak, evliliğe oranla çok daha kolaydır.
Ataerkil uygarlığın söylemiyle dünyanın en eski mesleği diyerek normalleştirilmeye çalışılan fahişelik, cinselliği yasaklamak üzerine kurulan uygarlığın iki yüzlülüğüyle ve beden sömürüsü arzusuyla inşa edilmiştir.
“Kölelik hâlâ zarafeti, zaafiyeti, güzelliği, anneliği temsil eden kadınlar üzerinde erkeklerin büyük yüz karalarından biri olarak uygulanıyor ve buna fahişelik deniyor.”
Aşkın ölçütleri para, sosyal konum ve mevki olarak görüldüğü sürece, fahişelik kaçınılmazdır; ilişkilerin meşruiyet ve ahlâk peleriniyle örtülmüş olması bu tabloyu ortadan kaldırmaz.
İslam zaten Arabistan'da var olan kölelik problemini, onların özgür bırakılmaları noktasında insanları cesaretlendirerek çözmeye çalışmıştır. Müslümanlara köleleri özgür bırakmanın kendi günahlarına kefaret anlamına geldiği anlatılmıştır. Bir Müslüman'ın köle bir mümini kendi hür iradesiyle özgür bırakmasının çok büyük bir fazilet olduğu
Ama ben bu kitabı çok beğendim :)
Kuklacı'yı nasıl anlatsam size bilemiyorum...
Doğuştan bir bacağı olmayan ve bunun yerine kendine bacak yapan bir Kuklacı düşünün. Ömrü boyunca yüzüne taktığı tahtadan bir maske ile gezmiş çünkü utanıyor Kuklacı... Neyden utanıyor? İnsanlardan kaçıyor ama neden? Babası yatalak ona bakıyor ama içinde babaya