Mühim bir tüccar dostum otuz kuruşluk bir çay getirdi, kabul etmedim. "İstanbul'dan senin için getirdim, beni kırma" dedi. Kabul ettim, fakat iki kat fiatını verdim. Dedi: "Ne için böyle yapıyorsun, hikmeti nedir?" Dedim: Benden aldığın dersi, elmas derecesinden şişe derecesine indirmemektir. Senin menfaatın için, menfaatımı terkediyorum. Çünki dünyaya tenezzül etmez, tama' ve zillete düşmez, hakikat mukabilinde dünya malını almaz, tasannua mecbur olmaz bir üstaddan alınan ders-i hakikat elmas kıymetinde ise.. sadaka almaya mecbur olmuş, ehl-i servete tasannua muztar kalmış, tama' zilletiyle izzet-i ilmini feda etmiş, sadaka verenlere hoş görünmek için riyakârlığa temayül etmiş, âhiret meyvelerini dünyada yemeğe cevaz göstermiş bir üstaddan alınan aynı ders-i hakikat, elmas derecesinden şişe derecesine iner. İşte sana manen otuz lira zarar vermekle, otuz kuruşluk menfaatımı aramak, bana ağır geliyor ve vicdansızlık telakki ediyorum. Sen madem fedakârsın; ben de o fedakârlığa mukabil, menfaatınızı menfaatıma tercih ediyorum, gücenme! O da bu sırrı anladıktan sonra kabul etti, gücenmedi.
Sayfa 122 - PDF
"Gene de duramadın; fakat aşk, dedin. Biz Türkler açık sözlüyüzdür. Kendimizi tutamayız. Birbirimizi ne kadar yeni tanımış olsak da, yarım saat geçmeden içimizi döker ve fakat aşk, deriz." " Bir saat içinde en gizli aşklarımızı, en mahrem anılarımızı ortaya koyarız. Önce genel sözler edilir, fakat Metin Bey kardeşim, insan örneklerle konuşmak istiyor, ayrıntılara girmek istiyor. Ona nasıl engel olabiliriz?" " Biz açık sözlü milletiz bizi beğenmeyen gitsin İngiliz olsun. Senin de razı değilim benden gizlemene Metin kardeşim, dostum. Selim'in dostu! Canım kardeşim!"
Reklam
Dostum, güneşe bak, toprağa bak, suya bak, buluta bak; fakat arkana bakma. Kimin geldiği önemli değil, kimin gelmediği de. Unutma, yolcu değişir, yol değişir, ama menzil değişmez. Yolcuya bakıp, yolunu tanıma. Yola bak, yolcuyu tanı, yolcu hakkındaki kıymet hükmünü ona göre ver.
"Arkana bakma dostum Asla arkana bakma. Sonradan fikir yürütmeden, Suçluluğa kapılmadan, Duraksamadan ilerle. Hayatın önünde uzanmaktadır, Arkanda değil. Yaptığın şeyi yapmışsındır. Bunu değiştiremezsin; Fakat ilerleyebilirsin." Neale Donald Walsch
Sayfa 10 - İndigokitap
Ey benim can dostum! Allah seni Ruhü'l-Kudüs'le teyit etsin ve seni anlayışlı kılsın! Bil ki, simgeler (rumûz) ve bilmeceler kendileri için istenilen bir şey değildir; onlar simgeledikleri şeyler için istenir. Ve onların Kur'an' daki örnekleri, ibret ayetlerinin tümüdür ve onlar hakkında bir uyarıdır. Örneğin, Allah'ın şu sözü: "İşte biz, bu temsilleri (emsâl) insanlar için getiriyoruz; fakat onları ancak bilenler düşünüp anlayabilir." (Ankebut, 43). Görülüyor ki buradaki "emsâl" (temsiller) kelimesi, kendisi için istenildiğinden dolayı gelmemiştir, onunla neye temsil getirildiği ve ondan hangi misal verildiği bilinsin diye gelmiştir.
"Gidersem istikbalimi kaybedecektim, fakat durursam aklımı... Yalnız kaldığım günlerde benim yegâne dostum olan aklımı..."
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.