Selam okur dostum Canım ciğerim Saramago’nun karısı tarafından “Saramago’ya giriş kapısıdır ve her okur için bir keşif olacaktır.” dediği kitabı Çatıdaki Pencere yorumum ile geldim. Saramago bu kitabı yazarlığının en erken döneminde yazmış fakat ölümünden sonra basılmış. Eşinin anlatımına göre basılması için yayınevine gönderdikten sonra tekrar eline geçememiş. Aradan çok uzun yıllar geçtikten-Saramago diğer kitaplarını yayınlatıp sevildikten, sonra dosyayı bulmuş fakat bu kez de kendisi basılmasını istememiş. Saramago şunları söylüyor: “Kimse kimseyi sevmek zorunda değildir, fakat herkes birbirine saygı göstermek zorundadır.” “Yayınevi heyecanla ve umutla cevap bekleyen yazar adayına olumsuz da olsa bir yanıt vermek zorundadır.” “O taslaklar bir harf yığınından ötedir, içinde tüm aklı ve duyarlılığıyla bir insan barındırır.” Yani kalp kırgınlığıyla bu kitabın basılmasını istemememiş.
1940’lı yılların Lizbon’unda geçiyor kurgu. Alıştığım Saramago dilinden daha sade ama keskinlikle yine lezzetli Sıradan insanların sıradan hayatlarını bir binada yaşayan apartman sakinleri üzerinden ele almış. Her hanenin çeşitli sorunları ve sorunlarla başa çıkma yollarını, psikolojik betimlemelerle zenginleştirerek aktarmış bize. Ekonomik güç, aile kavramı, özgürlüğe bakış, siyasî görüş, cinsel özgürlük ve tercihler gibi günlük yaşamda hepimizin ortak konularından rahat okunan bir kurgu ile anlatmış. Saramago’yu zaten çok seviyorum, dolayısıyla beklenti ile okumaya başladım ve bu beklentimi karşıladı. Karısının da söylediği gibi Jose Saramago okumaya bu kitapla başlayabilirsiniz.
Tavsiyemdir, okuyun okutun