Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.24
Sümeyra
Sümeyra
@fallen
20 || a girl romanticizing life
Your beauty never ever scared me
27 Eylül
504 okur puanı
Haziran 2019 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitaplar
Okuma Hedefleri
Tiyatro metinleri ve yazarları hakkında çok bilgiye sahip değilim. Çok az okuduğum bir tür. O yüzden bu incelemede bu güzel kitap hakkında bilgiler -hangi dönemde hangi amaçla yazılmış vs.- veremeyeceğim size. Yalnızca kitabın bana hissettirdiklerinden bahsedeceğim. Vee yazdığım incelemelerin arasını çok uzun tuttuğum için elim ister istemez
(Uzun süredir kitap yorumu yazmıyordum. O yüzden paslanmış olabilirim bu konuda.)
Fantastik benim en sevdiğim türlerden birisi. Hatta en sevdiğin tür ne sorusuna eskiden vereceğim ilk cevaptı. Ama zaman ilerledikçe ve hayatına yeni kitaplar katıldıkça insanın fikirleri de değişim gösterebiliyor.
Fantastik kitapları sevmemdeki en büyük sebep
Bu kitap hakkında bir şeyler yazmadan geçmek istemedim. Bu yorumum bu kitabı bir kişinin bile okumasına vesile olursa çok mutlu olurum.
Neden bilmiyorum, vaktimin bol olmasına rağmen bu yaz diğer yazlara nazaran kitap okumaya daha az vakit ayırıyorum ve dolayısıyla da az sayıda kitap okuyorum. Şu son 2-3 aydır okuduğum kitaplara bakınca da
Okur Takip Önerileri
Birkaç ay önce Jack London’dan Martin Eden’i okumuştum ve kitap beni öyle etkilemişti ki! Kitabı okumamın üstünden zaman geçtikçe kitabı daha da çok sevdim sanki içimde demlendi. Bu mükemmel kitap sayesinde de Jack London’a büyük bir sevgi duymaya başladım, ben bu adamın bütün kitaplarını okumalıyım dedim ve bunun üzerine Yıldız Gezgini’ni aldım.
Kısa sürelik de olsa bu kirli dünyadan uzaklaşıp masum bir çocuğun mektuplarını okumak beni o kadar rahatlattı ki! Tam da ihtiyacım olan bir zaman da iyi ki tanışmışım bu kitapla. Yalnız keşke daha uzun olsaymış kitap. Derler ya tadı damağımda kaldı, işte benimki de öyle.
Sabahattin Ali gibi cesur bir kalem okudum az önce ben. Kitaptaki alttan alttan yapılan eleştirilere, göndermelere bayıldım. Siz de kesinlikle okumalısınız! Bu arada filmini izleyenlerler beğendi mi filmi? Ben henüz izlemedim ama bir an önce izlemek istiyorum.
Bu seri iki kitaptan oluşmakta. Gezgin de ikinci ve son kitabı. Oldukça hacimli bir kitap. Aslında birinci kitabın da sayfa sayısı fazlaydı ama ben onu okurken hiç sıkılmamıştım. Lakin bu kitabın-Gezgin- ilk 400 sayfası çok uzatılmış geldi bana. Karakterlerini fazlasıyla sevdiğim bir seri. Bu nedenle bu kitapta da sıkılacağımı hiç düşünmezdim ama dediğim gibi “gereksiz” uzatılmıştı. Bu kadar gömdüm ama son 200 sayfanın da hakkını yememeliyim. Güzeldi! Sürükleyiciydi! Nicho ve Etta’yı okumak-hele ki o son bölüm- çok çok keyifliydi. Bu çifti okuduğumda yüzümde oluşan gülümsemeyi engelleyemiyorum. Onlara veda etmek her ne kadar benim için hüzünlü olsada, onların iki kitapcık da olsa yanımda olması çok güzeldi.. İyi ki bu güzel seriyi okuyup bu güzel karakterlere tanışmışım.
Uğultulu Tepeler
Bu nasıl güzel, nasıl etkileyici bir kitaptır! Bayıldım! Okurken aralarda durup kitabın güzelliğine ağladığımı bilirim, o derece güzeldi. Beni o kadar farklı ruh hallerine soktu ki! Acıyı, aşkı bu kitapta dibiine kadar hissediyorsunuz.
Yazarımızın ilk ve tek kitabı. Keşke...keşke daha çok yazmaya fırsatı olsaydı. Böyle değerli bir yazarın sadece tek kitabı olması beni çok üzüyor. Ama Uğultulu Tepeler de öyle bir kitap ki.. 1000 kitaba değer...
Karakterler o kadar realistti ki! Heathcliff hayatımda en nefret ettiğim erkek kitap karakteri olabilir. O kadar laf söyledim ki ona! Bu nasıl bir zalimliktir? Kendi öz oğluna bile acımayan bir adam. Ama kitabın bir noktasından sonra ona üzülmeye başladım. Hayatı boyunca hiç kimse tarafından sevilmeyecek, sevgiyi hiçbir zaman tadamadan ölecek bir adam.. Onca yaptığı pisliğe rağmen bu adama bile üzülüyorsunuz kitapta.
Size her türlü duyguyu hissettirecek ve uzun süre etkisinden çıkamayacağınız bir kitap Uğultulu Tepeler.. İyi ki okumuşum bu kitabı, lütfen siz de okuyunn!
Uzun süredir fantastik kitap okumuyordum. Bu kitap o kadar iyi gitti kiiii! <3 En sevdiğim türlerden birisidir fantastik ve bu kitap da çok güzel örneklerinden biriydi. Bayıldım, bayıldım! Çok sürükleyiciydi, o fantastik atmosferi hissedebildim ve hiç sıkılmadım okurken.
Birçok karaktere bağlandım, tabii beni sinirden kudurtan karakterlerde yok değildi. :)) Amaaa Aldrik gibi mükemmel bir adam da her kitapta olmuyor. Ah Aldrik.. Kesinlikle favori karakterimdi ve kitap sırf onun için bile okunmaya değerdii!
Kitabın sonu tahmin edilebilir ama yine de güzeldi. Vee ikinci kitabı çok merak ediyorum şu an!! Ama okumaktan birazcık da korkuyor olabilirim çünkü Vhalla o kitapta muhtemelen değişecek ve nedense istemiyorum değişmesini. Artık n’olacaksa olsun başlıyorum yarın ikinci kitaba. Umarım onu da bu kitap kadar severim.
Sürükleyici ve farklı bir atmosferde geçen bir kitap arıyorsanız kesinlikle tavsiyemdir! Kitapla kalın! :)
Kitaba büyük ön yargılarla başlamıştım doğrusu. Ağır dilli, sıkıcı bir kitap beklemiştim. Ama yazarımız konuyu herkesin anlayabileceği şekilde sıkmadan anlatmıştı. Ve ünlü filmlerden, müzik gruplarından örnek vererek anlatması konuyu akılda daha kalıcı kıldı. Ben bu kitapta birçok şey öğrendim. Mikrobiyatanın tahmin ettiğimden çok daha önemli olduğunu, seçimlerimize kadar birçok şeyde etkili olduğunu öğrendim. Ayrıca resimlerinin mükemmelliğine de değinmeden edemeyeceğim. Konu çok güzel karikatürize edilmişti. Yazılanları okuduktan sonra resimleri incelemekte benim için çok zevkliydi. Sizlere de bu kitabı şiddetle tavsiye ederim.
Kitap yabancılar tarafından çok beğenilmişti. Türkçeye çevirildikten sonra da Türk booktube-bookstagram camiasından kitap hakkında birçok güzel yorum duydum. Herkes kitaba bayılıyordu. Dolayısıyla ben de çok merak ettim ve indirimde görünce de kaçırmak istemeyip aldım.
The Book Of M yazarımızın ilk kitabıymış. Ve bence acemiliği çok belli
Benim okuduğum baskı can yayınlarından değildi. 77 yılına ait eski bir kitaptı. Eski kitapları okumayı ayrı bir severim hele de merak ettiğim bir kitap olursa büyük heveslerle başlarım. Yabancı’da uzun süredir okumak istediğim eserlerden birisiydi.
Elimdeki kitapta sadece Yabancı yoktu. Yabancı bittikten sonra birkaç hikaye daha vardı. Ve Yabancı’yı sevmiş olsam da ondan sonraki hikayelerden hiçbirini sevmediğim için kitaptan puan kırmak zorunda kaldım. O hikayelerde o kadar sıkıldım ki kitabı bitirme süremde haliyle uzadı. Size tavsiyem “sadece” Yabancı’nın olduğu basımı almanız. Şimdi o hikayeleri geçiyorum ve Yabancı’ya dönüyorum. Başta dediğim gibi büyük beklentilerle başladım kitaba lakiin kitabı sevmeme rağmen o kadar tatmin etmedi beni. Evet ana karakterimizin değişik olması güzeldi, onun umursamazlığını okumak da her ne kadar sinir bozucu olsa da güzeldi ama bilmiyorum ya.. Belki de bu kitabı okumak için doğru zaman değildi. Belki bir dahaki okuyuşumda kitabı daha çok anlamlandırabileceğim..umarım..
Ben az önce nasıl güzel bir kitabı bitirdim.. Kalbim nasıl yanıyor, bu duygu anlatılmaz ancak okuyunca anlarsınız ne demek istediğimi. O kadar etkilendim ki! Sulugöz bir insanım lakin kalbim hiçbir kitapta böylesine kırılmamıştı. Belki gerçek bir hikaye olmasından... İlk sayfalarından itibaren sizi sihirli bir atmosferin içine çekiyor. Kurt Seyt ve Shura’nın masalsı güzellikteki gerçek aşk hikayesini okuyorsunuz. Beni en çok etkileyen kısım son 100 sayfa oldu. Dediğim gibi ancak okuyunca anlarsınız. O gerçeklik içinize öyle bir tesir ediyor ki kalbiniz acımaya başlıyor. Ah, ah! Yarım kalan öyküler, küçük hataların büyük sonuçları... Bir insanın size memleketinizi, çocukluğunuzu, mutlu günlerinizi hatırlatması... Shura’nın içindeki çocuğa rağmen cesareti beni çok çok etkiledi. Yeri geldi acısını içine atmayı başardı, sevdiğinin üzülmesindense acılarını içine atmayı tercih etti. Ah, güzel kalpli Shuruçkam benim!️ Umarım hayatının 1924 sonrası döneminde her şeye rağmen mutlu olmayı başarmışsındır, gülüşündeki ışıltı zarafet umarım hiç kaybolmamıştır. Seni okumak, seni anlamak, kısa bir süre de olsa sen olmak çok güzeldi... Yazarımıza böyle bir kitap yazdığı için çok teşekkür ederim. Hayatımdan iyi ki Kurt Seyt ve Shura geçti. Siz de okuyun muhakkak!
Mükemmel Kitap
Uzun süredir bir kitaptan bu kadar keyif almamıştım. Kitabı okurken güzel kitap okumayı ne kadar özlediğimi farkettim. Okuma hızım bu son zamanlar yavaşlamışken bu kitap su gibi aktı. 10 sayfa okumak için başına oturdum, bir anda kendimi kitabı bitirmiş olarak buldum. Okurken sizi öyle bir içine çekiyor ki bırakamıyorsunuz! Kitabı alma sebebim
Daha önceden Stephen King'in eserlerinin film ve dizi uyarlamalarından bazılarını izlemiştim ama King'den okuduğum ilk kitap bu oldu. Yazar Stephen King olunca beklentim de çok yüksekti. Maalesef ki beklentimi karşılamadı. Kitap güzeldi güzel olmasına ama yavaş akıyordu. Bu kusuru muhtemelen serinin ilk kitabı olmasından dolayı. İlerleyen kitaplar da olayın açılıp serinin güzelleşeceğini düşünüyorum bu yüzden de seriye devam edeceğim.
-Kitabımız aslında bir macera kitabı olsa da kitabın içinde özellikle de son 10 sayfa da fesefi bölümler de vardı. Bu benim hoşuma gitti.-
Çok büyük bir beklentiyle başlamazsanız kitabı kesinlikle seversiniz bence. :)
Her zaman söylerim yine söyleyeyim Sabahattin Ali benim için çok değerli bir insan. Kelimeleri sihirli midir nedir her seferinde beni büyülüyor. Bu kitabında da eşine ve çocuğuna yazdığı mektupları okuyoruz. Cümleler o kadar naif o kadar sevgi dolu ki! Hitap şekli olsun cümleleri kuruşu olsun mükemmeldi. Hele Aliye Hanım’a yazdığı bir mektuptaki
Bir insanın yazdığı bir kitap bile mi kötü olmaz?! O kişi Sabahattin Ali’yse kötü kitap beklemek olmaz tabii ki.️En sevdiğim yazarlardan birisi kendisi. Alttan alttan öyle güzel eleştiriyor ki biz insanoğlunu. Adamın yazdığı her kitabın sonunda bir kalıyorsunuz, düşünüyorsunuz. Seneler önce yazılmış bir kitap, hala hiç değişmemiş bazı şeyler..
Dostoyevski’den okuduğum ikinci kitap olmasına rağmen onu çok seviyorum. Toplumu çok iyi analiz edip bunu kitaplarında kelimelere döküyor. İnsanoğlunun sadece olumlu yanlarını yazmıyor; hastalık, yoksulluk, sosyal hayattaki problemleri en gerçekçi şekliyle yazıyor.
Dostoyevski’nin ilk kitabı. Bu kadar başarılı bir kitap nasıl yazarın ilk kitabı oluyor?! Hem kitap sizi sıkmıyor hem de
cümlelere aşık oluyorsunuz. Dostoyevski okumadan önce ağır cümleler yazdığını düşünürdüm lakin düşündüğüm gibi olmadı. O kadar sade, o kadar bizden ki kitap akıp gidiyor.️ Mektup tarzı kitapları çok severim! Bu kitapta mektuplar üzerine kuruluydu. Varvara ve Devuşkin’in birbirine yazdıkları mektupları okuyoruz. Nasıl naif mektuplar! Devuşkin’in Varvara’ya güvercinim diye hitap etmesi, birbirlerine kitap yollamaları, kitap karakterleri hakkında sohbet etmeleri.. O kadar güzeldi kiii! “Hatıralar mutlu olsun, kederli olsun, hep acı verir.” Varvara’nın günlüğünden bir alıntı. O kadar doğru ki! Geçmişi düşündükçe her zaman hüzünlenirim. Benimle aynı hisseden birini okumak mutlu etti beni. Kitabın sonu ise kalbimi kırdı.. Dostoyevski’ye yakışır türden gerçekçi bir sondu ama biz okurları üzdü.. Ama yine de bu kitabı çok seviyorum. Kesinlikle alıp okuyun!
Ben yılda bir de olsa peygamber efendimizin hayatını anlatan kitaplar okumaya özen gösteririm. Sonuçta okumazsak, tekrar etmezsek bildiğimizi sandığımız bilgileri bir bakmışız unutmuşuz. Efendimizin hayatı ki unutulmaması gereken, en çok ders alınası örnek bir hayat... Bu kitapta direkt biyografi şeklinde anlatılmamıştı, romanlaştırılmıştı. Mübareğin hayatını ona aşık ve gülüm diye hitap eden bir bülbülden dinlemek inanın çok etkileyiciydi. Birkaç tane bilmediğim şey öğrendim ki bu beni çok mutlu etti. Kitabın sonunda yine duygulandım, yine gözyaşı döktüm. İskender Pala’nın harika anlatımıyla yazılmış en etkileyici hayat hikayesi... Kesinlikle kitabı okumalısınız. Kalınlığından dolayı belki okumanız biraz uzun sürecek ama kitabı bitirdiğinizde iyi ki okumuşum diyeceksiniz. Kitapla kalın!
İllütrasyonlu kitapları okurken acayip zevk alıyorum. Hele everest yayınlarınınkiler ayrı bir güzel oluyor. Bu kitabı daha önceden okumama rağmen hiç sıkılmadan bir daha okudum. Gerek vermeye çalıştığı mesaj gerek anlatım dili olsun çok hoşuma gitti. Sizi sorgulamaya iten kitaplardan birisi. Büyük küçük herkese tavsiye ediyorum. Kitapla kalın!
Bu kitabı 3 yıl önce okumuştum. Kendime dedim ki 'Bir daha oku bakalım, kitabı beğenecek misin, 3 yıl önceki hislerin değişiklik gösterecek mi?' Kitaba başladığımdan beri hiçbir şekilde elimden bırakamadım ve birkaç saat içinde bitirdim hem de dediğim gibi daha önceden okumuş olmama rağmen. Böyle çerezlik kitapları okumayı bazen o kadar seviyorum ki! Okurken bir gençlik dizisi izliyormuş gibi hissediyorum ve bu his beni tarif edemeyeceğim şekilde mutlu ediyor, gülümsetiyor. Yazarımız aslında bir youtuber ve bu onun ilk kitabı lakin o kadar başarılı yazılmış ki. Evet kitapta Balzac betimlemeleri yok fakat duyguları bize geçirmekte başarılı olmuş ki bu benim için yeterli. Kitapta birçok yerde heyecanlandım, şu son günlerdeki sakin hayatımda bana çok iyi bir arkadaş oldu. Kitabı 3 yıl önce okurken ana karakterimiz Penny benden büyüktü ve şu an ben ondan bir yaş büyüğüm. Bir an çok tuhaf hissettim ya :') Zaman fazla hızlı geçiyor arkadaşlar. Ben şimdi gidip güzel bir kitaba başlayayım. Kitapla kalın!
Kitabın konusu çok ilgimi çekmişti. Polisiye/gerilim ikilisine bir arada yer veren kitapları her zaman merak ederim. Bu kitabı çok sevdim. Bir de yazarın ilk kitabı olduğuna o kadar şaşırdım ki. Bu kadar başarılı bir ilk kitabı herkes yazamaz bence. Yazarın yazım tarzını birazcık Wulf Dorn’a benzettim ama beni rahatsız etmedi aksine kitabı daha da sevmemi sağladı. Çünkü Dorn sevdiğim yazarlardandır. Kitapta yer yer çok fazla heyecanlandım. Tam dedim tüm olaylar bitti tamam her şey açıklığa kavuştu o esnada yine bir olay oldu. Acayip sürükleyici, başarılı bir polisiye bence. Tavsiye ederim. Kitapla kalın!️
Ahh nasıl tatlı bir kitaptı anlatamam. Arada böyle çerezlik minnoş kitaplar okumak çok iyi hissettiriyor. Uzun süredir klasiklere sarmıştım ve bir anda bu kitabı okumak istedim. İyi ki okumuşum, ne kadar iyi geldi bana. Birkaç saatçikte olsa İtalya’da Lina’la olmak, annesinin günlüğünü okumak çok iyi hissettirdi. Howard gibi mükemmel bir baba gerçek hayatta var mıdır bilemem ama çok sevdim. Böyle tatlı karakterli bir erkek sadece kitaplarda olur maalesef.. Lina’nın Ren’le beraber annesinin günlüğündeki sırların peşinden gitmesi, ani verilen kararlar, uzatılmamış sayfalar.. Her şeyiyle çok sevdim! Şu hayat temposundan sıkılıp soluk almak isteyen herkese tavsiyemdir. Kitapla kalın!
Ahh Balzac ahh.. Hep istemiştim Balzac okumayı. Katıldığım bir söyleşide de yazar Balzac’ı çok övmüştü ve ben de iyice merak etmiştim. İlk bu eseriyle başlamak istedim. Kitap ilk başta beni çok rahatsız etti. Çünkü abartılmış süslü dilleri pek sevmem. Yazar bir vadiyi anlatırken 1 cümlesini 1 sayfa olarak yazmıştı. Bazı yerleri anlamak için 2-3 kere okuduğum oldu. Kitaba baya soğumuştum hatta bir gün hiç elime almadım. Bugün okumaya devam ettim ve bitirdim. Dile alıştım ve sevmeye başladım. Sonra karakterleri benimsedim, yazarın karakter tahlillerini ne kadar başarılı yaptığını farkettim. Henriette’yi o kadar sevdim ki! Onun kendisini hiçe sayması, sadakatı, anneliği.. Ahh Henriette’m.. O kadar mükemmel ve asil ki! “Başkalarının mutluluğu artık mutlu olamayacakların tesellisidir.” diyecek kadar güzel kalpli Henriette’m. Sevilmeyi en çok hak eden koca yürekli kadın, bana çok şey kattın. İyi ki okumuşum dedim bu kitabı. Felix’e o kadar sinir oldum ki bu kadının değerini bilmediği için.. Sana böylesine değer veren bir kişiye nasıl sadakatsizlik yapılır ki. Ama çoğumuz böyle değil mi aslında? Bize en çok değer veren insanları çoğu zaman fark etmiyoruz bile. Ne güzel yazmışsın Balzac.. Kitabı okuduğunuz da bir şeyleri anlıyorsunuz, kendinizi sorguluyorsunuz, sevdiğiniz insanların kıymetini daha çok biliyorsunuz. Hepimiz bir gün öleceğiz, ne mutlu ki birbirinin kıymetini bilenlere!
İsmini sıkça duyduğum bir kitaptı. Alıp okumaya karar verdim. İlk defa bu tarz bir kitap okudum. Sokak diliyle yazılmıştı lakin Orhan Kemal’in kitapları gibi de değildi. Sanki yazar kendisi kelime türetmişti. Ama o kadar yadsımadım ben, kolay alıştım. İlk 60 sayfada şiddetten başka bir şey yoktu. Ama yazarın bizi kitaptaki evrene alıştırması için gerekliydi bu. Büyük ihtimalle birçok kişi kitabı ilk sayfalarından dolayı pek sevmez ama ben çok sevdim. İnsan iradesinin önemini çok çok iyi vurgulamıştı kitap. Yazarı da böyle bir dil tercih ettiği için tebrik etmek gerekir. Çünkü risk almış. Adam resmen kitapta yeni bir dil yapmıştı ya! Herkesin beğenebileceğini düşünmesem de tavsiye ederim. Güzel mesajlar vardı kitapta. Kitapla kalın!️
Bu kitabı dördüncü okumamdı. Çocukluğumdan beri masal kitaplarını ayrı severim. Onların büyülü dünyası her sefer yüzümü gülümsetmeyi başarıyor. Binbir Gece Masalları ve Masal Masal İçinde de benim en sevdiğim masal kitaplarıdır. Kaç kere okursam okuyayım hiç sıkılmadan aynı tadı alırım bu kitaplardan. Ahmet Ümit, başarılı bir polisiye yazarı biliyorsunuz ki. Bu masal kitabında da aslında polisiye yazar kimliğinin izlerini görüyoruz. Olaylar arası geçişler çok başarılı. Biz insanoğlunun hatalı yönlerini bir kez daha görmüş oluyoruz kitabı okurken. Bir çırpıda okunabilecek, okurken çok keyif alacağınız bir kitap. Büyüğüne küçüğüne herkese tavsiye ederim. Kitapla kalın!️
Her zaman okumaya korktuğum bir kitaptı. Ya anlayamazsam diyerek hep ileri atıyordum. Ama bir anda okuma isteği geldi ve başladım. Biliyor musunuz hiçte düşündüğüm gibi olmadı. Kitabı çok rahat bir şekilde okudum. Ağır, uzatılmış cümleler bekliyordum; öyle değildi. Yazarın dili o kadar hafif ve okunasıydı ki! Bu kitapla Dostoyevski’ye olan ön yargım tamamen kırıldı. En çokta şeyi sevdim: Yazar tüm egolardan sıyrılarak “bozulmuş” insanlığı olduğu gibi anlatmıştı. 700 sayfalık bir roman ama hiçbir sayfasında sıkılmadım. Raskalnikov’un fikirlerini okumak keyifliydi. Onu anlamak güzeldi. Ve kitabın sonunu iyi ki böyle bağlamış yazar. Sonundaaa dedim, sonunda istediğim oldu. :”) Suç ve Ceza denildiğinde aklıma direkt bir adamın hapishanedeki psikolojisini okuyacağım gelirdi. Yanılmışım. O kadar çok olay oldu ki! Kitabı başta gerçekçiliği, bazı şeyleri tokat gibi yüze vurması olmak üzere her şeyiyle çok sevdim. Kesinlikle okuyun. Harika bir eser.️
Değerli şeyleri çoğu kişi bilmez ya bu kitapta öyle. Dini kitapları okumayı pek seven bir insan değilim lakin bu kitabı okurken çok keyif aldım. Dönem hakkında birçok şey öğrendim. Dini kitabın yanı sıra bir “tarih” kitabıydı. Kapitalizm ve kominizimi iyi anlatmıştı. Seyyid Kutup’un infazı sonrası bir cümle vardı: Acı da olsa gerçeği söyleyen mücahitlerin her an beklediği akıbet budur. Ne kadar doğru, değil mi?
İş bankasının çocuklar için karne hediyesiymiş. Kardeşime de verilmişti. Ben de ondan alıp okumak istedim. Bir çırpıda bitebilecek, keyifli bir kitaptı bence. Birçok yeni şey öğrendim. Hele dünyanın en’leri bölümünü okurken o kadar şaşırdım ki! Dünyanın en uzun yürüyen merdiveni 138 metreymiş yani arka arkaya dizilmiş 11 otobüs uzunluğunda. Birçoğunuz elinde muhtemelen vardır bu kitap. Kesinlikle okuyun bence. Yeni şeyler öğrenmek güzel hissettiriyor. Ayrıca iş bankası yayınları da yaptığı bu jestle farkını bir kez daha göstermiş oldu.
Serinin son kitabı. Bana göre bu seri ilk kitaptan sonra düşüşe geçti. Hadi ikinci kitabı sevdim ama bu kitabı üzülerek söylüyorum ki o kadar sevemedim. Kitabın içinde 650 sayfalık bir olay yoktu. Yazar gereksiz uzatmıştı. 400 sayfalık bir kitap olabilirdi. Bugün 350 sayfasını okudum. Okurken yoruldum. Bir an önce bitmesini istedim. Fantastik seriler okurken yormamalı bence. Serinin kurgusu kaliteliydi. Bundan dolayı daha özgün bir son beklerdim. Şaşıracağım, bende etki yaratacak bir son.. Maalesef klişe bitti. Ama yinede fantastik severlerin okuyabileceği bir seri. Bir göz atabilirsiniz.
