"Aşk, şiddetli bir muhabbettir. Fâni mahbuplara müteveccih olduğu vakit, ya o aşk kendi sahibini daimî bir azap ve elemde bırakır. Veyahut o mecazî mahbup, o şiddetli muhabbetin fiyatına değmediği için, bâki bir mahbubu arattırır; aşk-ı mecazî, aşk-ı hakikîye inkılâp eder."
Hakikatle bağlandı bu yürek sana
Yokluğun da düştü, çöllere dara
İsyan etmedi bu kalp Allah'a
Sabreyle di; ey bu gönül sana
Gönüller dolmuş fani aşk ile
Unutmuş ilahi aşkı seninle
Neyleyim yaşarken Cennet'i ben
Gönülde Rabbim olmadıktan sonra
Bu fani güzergahta ebedi olmaya layık ne kadar an ve saniyeler vardır. Gökyüzünde seherin renkleri, yeryüzünde yaldızlı bir sabah, çiçeklerden bir gelin odası, kuş sesleriyle alkışlanan ilk aşk busesi ebedi olmaya layık değil midir?
Bizleri, lûtf u keremiyle yoktan var eden, sayısız mahlûkat içinde en mükerrem varlık kıldığı “insan” olarak yaratan, îman nîmetiyle şereflendiren, “Habîbim” buyurduğu En Sevgili Rasûl’üne ümmet olma bahtiyarlığını ihsân eden, sözlerin en güzeli Kur’ân-ı Kerîm’e muhâtap kılan Allah Teâlâ’ya nihâyetsiz hamd ü senâlar olsun…
Zulüm ve cehâlet
Bir yolda yürürüm sırtımda aşk ve vuslat sevgiliye varmama kaç zaman var bilmiyorum dikenli yollar olsa da sabrediyorum o ve habibine varılacak zaman muamma baki olanı isterim fani olanı asla
"Bil ki, içi ilâhi aşk ve muhabbetle dolu olmayan insan ne kadar zavallıdır; belki de hayvandan daha aşağıdır. Zirâ Ashab-ı Kehf'in köpeği dahî aşk ehlini aradı, buldu. Rûhânî bir safâya erişti ve o has kullarda fânî olarak cenneti kazandı."
"Ben, Yüreğimi yakan gözlerine
Ömrümü vermeye hazır biriyim
Aşk nedir bilmeyen yüreğine
Ruhumu köle etmiş bir sefilim
Anlamsız gelen her cümlemde
Adını haykırmış bir deliyim
Ben,
Fani olan şu dünyada
Ebedi bir duygu taşıyan tek kişiyim."