Elazığ Akıl ve Ruh Sağlığı Hastanesi’nde tedavi gören ve 1965 yılında vefat eden fotoğrafta ortada olan ve deli denilen velinin Allah'a yazdığı muhteşem mektup; “Ben dünya kürresi, Türkiye karyesi ve Urfa Köyünden, El-Aziz (Elazığ ) Tımarhanesi (Akıl ve Ruh Sağlığı Hastanesi) sakinlerinden; İsmi önemsiz, cismi değersiz, Çaresiz ve kimsesiz
192 syf.
10/10 puan verdi
·
Read in 10 days
~~ Bismihî Subhanehû ~~
*** "İyilikler ALLAH'tan kötülükler ise kuldandır. ALLAH Teâlâ her gün bize birçok nimet bahşeder; ciğerlerimiz için kocaman atmosferi, küçücük gözlerimiz için tüm kâinatı, minicik kulaklarımız için binlerce sesi, muhabbet edip duygularımızı dökebilmemiz için sevdiklerimizi, dilimiz lezzet alsın, midemiz doysun, vücudumuza enerji olsun
Arayış
ArayışMehmet Yıldız · Timaş Yayınları · 20211,412 okunma
Reklam
Beşinci Mesele
Gençlik Rehberi'nde izah edildiği gibi gençlik hiç şüphe yok ki gidecek. Yaz güze ve kışa yer vermesi ve gündüz akşama ve geceye değişmesi kat'iyetinde, gençlik dahi ihtiyarlığa ve ölüme değişecek. Eğer o fâni ve geçici gençliğini iffetle hayrata –istikamet dairesinde– sarf etse onunla ebedî, bâki bir gençliği kazanacağını bütün semavî fermanlar müjde veriyorlar. Eğer sefahete sarf etse nasıl ki bir dakika hiddet yüzünden bir katl, milyonlar dakika hapis cezasını çektirir. Öyle de gayr-ı meşru dairedeki gençlik keyifleri ve lezzetleri, âhiret mes'uliyetinden ve kabir azabından ve zevalinden gelen teessüflerden ve günahlardan ve dünyevî mücazatlarından başka, aynı lezzet içinde o lezzetten ziyade elemler olduğunu aklı başında her genç tecrübe ile tasdik eder.
Sayfa 22 - EnvârKitabı okudu
İ’lem Eyyühel-Aziz! Aklı başında olan insan, ne dünya umurundan kazandığına mesrur ve ne de kaybettiği şeye mahzun olmaz. Zira dünya durmuyor, gidiyor. İnsan da beraber gidiyor. Sen de yolcusun. Bak, ihtiyarlık şafağı, kulakların üstünde tulû’ edilmiş. Başının yarısından fazlası beyaz kefene sarılmış. Vücudunda tavattun etmeye niyet eden hastalıklar, ölümün keşif kollarıdır. Maahaza, ebedi ömrün önündedir. O ömr-ü bâkide göreceğin rahat ve lezzet, ancak bu fâni ömürde sa’y ve çalışmalarına bağlıdır. Senin o ömr-ü bâkiden hiç haberin yok. Ölüm sekeratı uyandırmadan evvel uyan!
Sayfa 107 - Bediüzzaman Said NursîKitabı okudu
İ'lem Eyyühel-Aziz! Aklı başında olan insan, ne dünya umûrundan kazandığına mesrur ve ne de kaybettiği şeye mahzun olmaz. Zira dünya durmuyor, gidiyor. İnsan da beraber gidiyor. Sen de yolcusun. Bak, ihtiyarlık şafağı, kulakların üstünde tulû' etmiştir. Başının yarısından fazlası beyaz kefene sarılmış. Vücudunda tavattun etmeye niyet eden hastalıklar, ölümün keşif kollarıdır. Maahâza, ebedî ömrün önündedir. O ömr-ü bâkide göreceğin rahat ve lezzet, ancak bu fâni ömürde sa'y ve çalışmalarına bağlıdır. Senin o ömr-ü bâkiden hiç haberin yok. Ölüm sekeratı uyandırmadan evvel uyan!
Ben dünya küresi, Türkiye karyesi ve Urfa köyünden, El Aziz Tımarhanesi sakinlerinden; ismi önemsiz, cismi değersiz, çaresiz ve kimsesiz bir abdi acizin, ahir deminde misafiri Azrail’i bekleyen, başhekimlik üzerinden Hakimler Hakiminin dergahı uluhiyetine son arzuhalimdir. Ben gam deryasında, fakirlik vatanında, horluk ve rezillik kaftanıyla
Reklam
Allah razı olsun. O ömr-ü bâkide göreceğin rahat ve lezzet, ancak bu fâni ömürde sa'y ve çalışmalarına bağlıdır. Senin o ömr-ü bâkiden hiç haberin yok. Ölüm sekeratı uyandırmadan evvel uyan!
Ben nefsimi tebrie etmiyorum, nefsim her fenalığı ister. Fakat şu fâni dünyada, şu muvakkat misafirhanede, ihtiyarlık zamanında, kısa bir ömürde, az bir lezzet için; ebedî, daimî hayatını ve saadet-i ebediyesini berbad etmek, ehl-i aklın kârı değil.
" Aklı başında olan insan, ne dünya umurundan kazandığına mesrur ve ne de kaybettiği şeye mahzun olmaz. Zira dünya durmuyor, gidiyor. İnsan da beraber gidiyor. Sen de yolcusun. Bak, ihtiyarlık şafağı, kulakların üstünde tulü etmiştir. Başının yarısından fazlası beyaz kefene sarılmış. Vücudunda tavattun etmeye niyet eden hastalıklar, ölümün keşif kollarıdır. Maahâzâ, ebedî ömrün önündedir. O ömrü bakide göreceğin rahat ve lezzet ancak bu fani ömürde sa'y ve çalışmalarına bağlıdır. Senin o ömrü bakiden hiç haberin yok. Ölüm sekerâtı uyandırmadan evvel uyan." Risale-i Nur Külliyatından
Kimimiz kariyer peşinde, kimimiz kız erkek ilişkilerinde, kimimiz de mal mülk adı altında bi mutluluk arayışının içinde kaybolmuş gidiyoruz. Fakat birçok kişi tecrübe etmiştir ki; kendine gaye edindiği tüm bu hedeflere ulaştıktan kısa bir süre sonra insanın içinde bi boşluk oluşur: "E yani bu muydu, bu kadar mıydı?" boşluğu İşte tam o noktada ya tükenmişlik sendromunda bulursunuz kendinizi, hiçbir şey yapasınız gelmez, yaptıklarınız lezzet vermez. Ya da şu gerçeği fark edersiniz: Sonsuz sevme potansiyeli olan bir kalbimiz var ve bu dünyaya ait, fani olma özelliğine sahip olan neyi koyarsak koyalım; o kalbi tatmin etmeyecek.. Kalbimiz sonsuzu arıyor, sonsuz mutluluğu.. bitmeyen lezzetleri.. Kendinizi Allah'a adayıp bir mağaraya çekilin demiyorum, yanlış anlaşılmasın. Kendinizi Allah'a adayıp, tüm kainatı, hayatınızı, sevdiklerinizi Onun muhabbetiyle sevmek asıl mesele.. İşte o zaman hedefleriniz bu doğrultuda olmaya başlar. Giden gidebilir, biten bitebilir. Size acı vermez artık. Lezzetin kaynağına, size onu verene bağlamışsınızdır çünkü kalbinizi. O halde demek ki bu kalbin sonsuzluk arayışına da bir çare var: Kalbimizi, kalbimizin ve kalbimizin muhabbet bağladığı her şeyin sahibi olan Allah'ın muhabbetine bağlamak. Onu (cc) tanımaya odaklanmak "Allah'ım kalplerimizi, senin muhabbetinle ve bizi sana yaklaştıracak olan şeylerin muhabbetiyle rızıklandır." Amin🤍
926 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.