Meteoroloji bugünkü sıcağa karşı günlerdir uyarı yapıyor.
Bir de "yarınki" sıcağa karşı asırlar öncesinden yapılan bir uyarı var. Onu da dikkate almak lazım:
"Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun. Onun başında, acımasız, güçlü, Allah'ın kendilerine buyurduğuna karşı gelmeyen ve emredildiklerini yapan melekler vardır." (et-Tahrim 66/6)
İbn Mutî, bir gün evine bakıp durdu. Evinin güzelliği oldukça hoşuna gitti. Hemen bunun ardından ağlamaya başladı ve dedi ki: “Allah’a yemin ederim ki, eğer ölüm olmamış olsaydı, kesinlikle seninle çok mutlu olurdum. Eğer varacağımız yer, dar olan kabir çukuru olmamış olsaydı, kesinlikle senin yüzünden gözüm aydın olurdu.” Sonra da hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı.
“Allahu Teâlâ’nın kulundan yüz çevirmesinin alameti; onun kendisini ilgilendirmeyen boş şeylerle meşgul olmasıdır.”
Eğer bir insanın ömrünün bir saati, yaratılma gayesi olan Hakk’ın rızasının dışında geçerse, o kimse bu saati için uzun süre hasret ve pişmanlık çekecektir.
Hepimiz bir "kum saati" gibiyiz.
Aldığımız her nefes bir kum tanesi.
"Geçmiş" dediğimiz şey, kum saatinin alt tarafında biriken kumlar.
"Gelecek" üstte düşmeyi bekleyen kumlar.
"Şimdi" ise kum saatinin dar boğazından geçen kum.
Son kum düşmeden Allah'a dönmeli.