Birçoğumuz kontrolümüz dahilinde olmayan
çocukluğumuz için, yetişkinliğimizde nedeni belirsiz
bir suçluluk hissi taşırız. Hayatımızın ipleri biz farkında olmasak da bazen bizim elimizde değildir. Korku veya endişe hissettiğimizde aslında içimizdeki incinmiş çocuk kontrolümüzü devralır, ve kısır döngü halinde bize zarar veren davranışlara kendimizi mahsur bırakırız. Çocuklukta dolması gereken, üç temel depomuz olan sevgi, saygı, güven duygularını yeterince alamazsak, yetişkinliğimizde bu depoları doldurmak için elimizden geleni yaparız. Hatta bize zarar veren zehirli insanları ve zehirli düşüncelerimizi fark etmeyiz bile. Kitabın bir kısmında şu yazıyordu; kafanızda size sürekli birşeyler söyleyen, sizi eleştiren sesler size mi ait yoksa küçüklüğünüzde size söylenen şeyleri zihniniz tekrarlıyor mu? Iç sesiniz kime ait? Belki size iyi ebeveynlik yapamamış babanıza, belki size zarar veren başka birine, bu seslerin size ait olmadığını fark edin. Psikoloji hakkında gündemde, belki de birçoğumuzun bildiği yanlış inanışlar mevcut. Bu kitapta, bazı anlarda
kabullenmesi zorlasa da doğrulardan bahsediyor. Yine örnek hikayeler, ve benzer olaylar yasamıs
danışanlarının süreçleriyle kitap pekiştirilmiş. Yine
çok beğendiğim bir kitap. Okurken üzerimdeki yüklerin biraz olsun hafiflemesini sağlayan bir kitap. Yazdığı için Beyhan Budağa çok minnettarım. Okuyun ve okutturun...