Gökyüzünün başka rengi de varmış!
Geç farkettim taşın sert olduğunu.
Su insanı boğar, ateş yakarmış!
Her doğan günün bir dert olduğunu,
İnsan bu yaşa gelince anlarmış.
Gökyüzünün başka rengi de varmış!
Geç farkettim taşın sert olduğunu.
Su insanı boğar, ateş yakarmış!
Her doğan günün bir dert olduğunu,
İnsan bu yaşa gelince anlarmış.
Gökyüzünün başka rengi de varmış!
Geç farkettim taşın sert olduğunu.
Su insanı boğar, ateş yakarmış!
Her doğan günün bir dert olduğunu,
İnsan bu yaşa gelince anlarmış.
Bana mümkün olduğunca derin nefes almamı söylediler, ben de öyle yaptım. Birden ellerimi hareket ettiremediğimi farkettim. O zaman konuşmadı denedim, fakat dilimi de hareket ettiremedim. ..... beni kesip biçecekler ve ben çığlık dahi atamayacağım.
O anda bir şeyi farkettim; onun kaderi de benim kaderime bağlıydı. Bu insanlardan, kendi akrabalarından bir parça korkuyordu. Ama benden korkmuyordu! İlginç. Sevgi ve duyarlılık böyle şeyler yapıyor işte... Mucizeler de yaratıyor diye düşündüm. Tanrı bu insanların, doğanın bir parçası olduğunu söylüyor!