Otuz Beş Yaş
Gökyüzünün başka rengi de varmış!
Geç farkettim taşın sert olduğunu.
Su insanı boğar, ateş yakarmış!
Her doğan günün bir dert olduğunu,
İnsan bu yaşa gelince anlarmış.
Özgür Vural Hepsini okumak isteyenlere..
Aşk lafını ağzına almazdı Yakamoz. Nerede aşık görse garipser, aşk acısı gördü mü dayanamaz, gülerdi. Çok ketumdu, kimseye hiçbir şey söylemezdi. Bir kadının onu seveceğine inanmazdı, gerçek aşkın onu bulacağına ihtimal bile vermezdi. Sonra bir gün onu gördü, onu Papatyasını bakmaya kıyamadığı o narin çiçeğini
Her insanın hayatında etkisini hissettiği, yolunu aydınlatan bir kitap vardır. Bu kitap da benim için böyle oldu. Duyguların ne olduğunu dahi bilmiyor, kendi duygularıma karşı farkındalığım yokken ve daimi boşluk içinde hissediyorken; aslında çok zaman önce onları daha güçlü kalabilmek adına bastırmayı ve yok saymayı öğrendiğimi farkettim. Bu çok acı bir farkındalık olsa da, bu hissin bile benim adıma geçerli ve gerekli olduğunu öğrendim. Şimdi bir çocuk merakı ile duygularımı gözlemliyorum. Aynı yazarın Boşluk Hissi kitabını da okudum, sanırım bu kitap onun devamı niteliğinde yazılmış bulunuyor. Her iki kitap da bana duyguların yanlış veya doğru olmadığını sadece var olduğunu kabul ettirdi. Gerçekçi ve esnek bakarak, kendimize şefkati elden bırakmayarak his dünyamıza yaklaşmalıyız. Hayatın canlılığı ve neşesi yaşanması gereken duygularda saklı sanırım, onları ölü gibi içimizde taşıdığımızda biz de zifiri bir tonda tatsız bir yaşama hapsoluyoruz.
Neyi sevdiğimi ya da sevmediğimi dahi rasyonel ifadeler olmadan açıklayamayacak duygusal donma halinden, bilinçli hissi farkındalığa geçebildiğim için bu kitaba müteşekkirim.
Uzun zamandır (psikolojik kitaplar hariç) kitap okumamıştım. Ancak bir arkadaşımın tavsiyesi üzerine, geç de olsa 'Fedailerin Kalesi Alamut' ile tanıştım. İlk başta tereddüt etsem de, kitabı okumaya başladığımda Halime'nin başına gelecekleri ve İbni Tahir'in başarısını merak ederek kendimi hikayenin akışına kaptırdım. Acaba İbni Tahir ve Halime arasında nasıl bir aşk yaşanacak diye düşünmeden edemedim derken kitabı bitirdiğimi farkettim, sonunda kendimi Hasan Sabbah'ın bir fedaisi gibi hissediyordum.(Ulan Bartol sende bizi manipüle ettin :)).