Siz hangisisiniz??..
Erkek Ve Adam Erkek olmakla adam olmayı aynı kefeye koymamak gerek. Erkek birileni hayatında tutmak için yalana başvurur , beklemediği duygulardan bahseder. Adam yanında olmasa da doğrulardan korkmaz. Hislerini apaçık anlatır. Ve gerektiğinde istersen ellerimi tutma , ama seni sevdiğimi bil yeter der. Erkek zorlukları görünce geri adım atar. Adam zorluklarla savaşmaya koşar. Erkeğin gözü çevresindeki herkesi görür. Adamın gözü sevdiğinden başka herkese kördür. Erkek fedakârlığı sadece kitaplarda okur, adam o kitaplarda kahraman olur. Erkek mutluluğun ayaklarına gelmesini bekler. Adam küçük şeylerle dahi mutluluk doğurur. Erkek sen gülümserken yanında olur, adam kahkahalarından çok sen ağlarken yanında olup gözyaşlarına dokunur. Erkek basittir, adam tavırlarıyla farklı olduğunu gösterir. Erkek seviyorum der. Adam bunu iliklerine kadar hissettirir. Erkek sus der, adam son ana kadar dinler. Erkek gider. Adam benimle gel der. Erkek dudaklarında kaybolmayı düşler, adam alnından öpeceği günü bekler. Erkek güzel bulduğu her kadına aşık olur. Adam yalnızca bir kadına...
Sev, kalplerinizin ritmi aynı çarpıyorsa. Sev, insanların sizin iletişiminizi anlamayacak kadar derinleşmiş ve aranızda mesafe olmayacak kadar. Sev, ama aynı sevme farklı ve güzel sev. Sev ama anlık değil sonsuza götüreceğini bilerek sev. Sev dürüst ve sadık sev.
Reklam
Sınavlar ve hayat, aynı durumun farklı yorumları gibi... Sınavda 4 yanlış yaparsın ve yalnızca 1 doğrun gider... Ama hayatta yalnızca 1 yanlış yaparsın ve tüm doğruların gider...
Dünyanın dört bir yanında yaşayan milyonlarca çocuk var. Her biri diğerinden farklı yaşamlarda ama hepsi de aynı kaderi paylaşıyor. Tanzanya'da kahve topluyorlar ve tarım ilaçlarıyla zehirleniyorlar. Hindistan'ın kuzeyinde cam ocaklarında, güneyinde ise tuğla ocaklarında eriyorlar. İstanbul'un ya da Lagos'un çöpçlerinde teneke kutu ve kağıt topluyorlar. Peru'da dayanabildikleri kadar maden ocaklarında köstebeklik yapıyorlar. Şimdi siz söyleyin bana, çocukların bu kadar acı çektiği bu dünya da iyiden, erdemden söz edilebilir mi?
"Hayat kütüphanesinden ona ayırdığın boş sayfaları, eksik cümleleri bir bir doldurduğun zamanlardır biriyle tanışmak. Biriyle tanışmak, tanımaya yetmez elbette. Aynı kitabı döner döner geri okur gibi tanırsın gözlerine bakıp, sözlerinde yattığını. Eğer içini en derininden satırlarla sararsan, her okuduğunda farklı bağlanırsın ona ve kendine. Sıkılmak kelam bile değildir, defalarca okusan da dilinde bir şaheserdir kitabın. Zamanla onun hayatını kattığında kendi hayatına sadece ona değil onun bütün kitaplarına hakimiyetinle yaşarsın. Lakin kitaplarını iyi yazmamış, seçmemiş biriyle birleştirirsen hayatını, senin kütüphanen bitap düşer. İşte kararların kadere, acıların hak edişlere dokunduğu nokta tam da burasıdır. Ama yine biliriz ki sonlar kaderin damgasıdır. Mutlu son olmasa da güzel hikayeleriniz olsun dostlarım. Nihayetinde nice eserlerle aynı rafı paylaşacak kütüphanenizde.."
"Tüm ruhsal sıkıntıların temelinde maneviyat eksikliği olduğunu düşünenlerdenim. Maneviyattan kastım insanlara sürekli dini ritüellerin, fıkhı bilgilerin vaaz edildiği bir anlatım değil. Allah'la iletişimin doğru kurulması. Maneviyat eksikliği demek, dindar bir insanın tüm ruhsal sıkıntılardan azad olduğu anlamına
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.