Ecclesiastes'e geri dönecek olursak: "Her şey batıl ve her şey batıl!"der o. Ama aslında burada dediğinden farklı bir şey kasteder. Benim de daha önce belirttiğim gibi insanların hayatının kısa süren bir ahmaklık oyunu olduğunu ifade eder aslında. Bu ifadesiyle de Cicero'nun haklı olarak dilden dile dolaşan övgü dolu "Dünya budala dan geçilmiyor" saptamasına bir anlamda zemin hazırlamış oluyor. Eğer bilge, Ecclesiasticus'ta, "Ahmak ay misali döner, bilge güneş misali durur," diye buyurmuş ise ima ettiği, insan neslinin külliyen ahmak, Tanrı'nın ise yegâne bilge olduğudur. Tefsirciler ayı insan doğası olarak, güneşi ise her türlü ışığın kaynağı Tanrı olarak yorumluyor.
Sayfa 106 - Türkiye İş BankasıKitabı okudu
Sevilmek, başka insanların bizi eşsiz, diğerlerinden çok farklı kişiler olarak görmesi demektir. Seven insanın, kendileriyle ilgili imgelerini veya taleplerini haklı çıkarmak için sevilen kişinin evrensel kurallara gönderme yapmak zorunda olmadığını kabul etmesi demektir. Seven kişinin, sevdiğinin egemenliğini, kendi adlarina karar verme ve kendi otoriteleriyle tercih yapma haklarını kabul edip onaylaması demektir. Sevilmek aynı zamanda, "beni anlamanı istiyorum" dediğimizde veya acıyla bize "beni anlıyor musun? Beni gerçekten anlıyor musun" diye sorulduğunda kullandığımız anlamıyla anlaşılmak demektir.
Sayfa 141 - Ayrıntı yayınları
Reklam
Ve işin asıl korkunç yanı, farklı düşündüğünüz için sizi öldürecek olmaları değil, haklı olabilecekleriydi.
Yapılmaması gerekenler tam liste
2. Savaşın kurallarını koymak (Cenevre Sözleşmesi). 3. Yıllarca üniversitede okuduktan sonra işsiz kalmak. 4. Her gün dokuzdan beşe hiç zevk almadığın bir işte çalışıp otuz yıl sonra emekli olmak. 5. Emekli olduktan sonra artık hayattan zevk alacak gücünün kalmadığını keşfetmek, birkaç yıl sonra da sıkıntıdan ölüp gitmek. 6.
Sapkınlıkların sapkınlığı sağduyuydu. Ve işin asıl korkunç yanı farklı düşündüğünüz için sizi öldürecek olmaları değil, haklı olabilecekleriydi.
kitap notları:
Cinsiyetçilik, fallokrasinin' doğurduğu bir sonuçtur. Fallokrasi (penis egemenliği) ise şöyle tanımlanıyor: "20. yüzyıl ortalarında ortaya çıkınış, erkeklerin (ve fallusun sembolik gücünün) kadınlar üzerindeki egemenliğini ifade eden isim." Ancak feministlere göre, kimilerinin androkrasi (erkek egemenliği) ya da ataerkil (patriyarkal)
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.