Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Fatih Kocatürk

Sabitlenmiş gönderi
Ölüm korkusunu, ancak ölüm ötesi hayata inanarak yenebiliriz.
Reklam
Dinî hassasiyetleri olan çevrelerde bile, ibadete gösterilen özenin ahlâka gösterilmediği ve maalesef namaz, oruç, zekât gibi pratikleri yerine getirmenin iyi Müslüman olmak için yeterli görüldüğü müşahede edilmektedir.
Günümüzde Müslüman toplumların en ciddi problemlerinden birisi ahlâkî çöküntüdür. Aileler değer aktarımında yetersiz kalmakta, ‘modern çağa ayak uydurma' iddiasıyla ahlâk dışı birçok davranış evlere kadar girmektedir.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Ahlâkî zaafları yüzünden bir Müslüman'dan beklenmeyecek tavırlar sergileyen günümüz insanı için bir zihniyet yenilenmesi şarttır.
Halbuki geleneğimizde ahlak, sadece lafı edilen, teorisi yapılan bir şey değil, aynı zamanda tadılan ve yaşanan bir şeydir; esasında bir “kâl” değil, “hâl” ilmidir.
Reklam
Doğada yine her şeyin ölümlü olduğu gözüküyordu. Bu durumda ölüm bir son muydu? Veya zaman ve mekân dünyasından bir çıkış mıydı?
Kendi varoluş koşullarını bile belirleyemeyen, var olmak için kendi dışında başka bir güce gereksinimi olan varlık dünyası, kendi kendine nasıl yeterli hale gelmişti? Veya bu yeterliliği sağlayan kendine yeter olan bir varlık mı söz konusuydu?
Fatih Kocatürk
@fatihkocaturk·Bir kitabı okumaya başladı
İnsanın Anlam Arayışı
İnsanın Anlam ArayışıKolektif
8.1/10 · 141 okunma
Hayatın her aralarında gittikçe daha çok seçim fırtına sahip olmak, aslında fark ettiğimizden daha çok kaygı yaratıyor. Seçmek zorunda kalmak bazen iradeleri felç ediyor. Bolluk, seçmeye harcanan mesaiyle yakın insan ilişkilerinden çalıyor. Böylece özgürlüğün köleliğine yakalanmış oluyoruz. Aralarında seçim yapabileceğimiz o kadar çok şey var ki, insan olmaya ayırdığımız zaman azalıyor. Seçme şansı çok, ama mutluluk az.
Modern uygarlık, "eşyadan yana zengin, zamandan yana yoksul" bireyler üretiyor.
Reklam
Yalnızlık ve kayıtsızlığı aşabilmek için pek çok genç cinselliği kullanır. Bedensel yakınlık kişisel ilişkinin yerine konulmaya çalışılır.
148 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Hazret-i Peygamberin Hayatı Siyer-i Nebi
Hazret-i Peygamberin Hayatı Siyer-i NebiOsman Keskioğlu
8.7/10 · 587 okunma
İnsanoğlu umumiyetle kazanç ve servetinin kaynağının hep kendisi olduğunu zanneder. Oysa Kur'an, bütün rızık ve zenginliğin Allah'tan geldiğinin altını çizmiştir. Cömertliğin kerim olan Allah'ın bir vasfı olduğunu vurgulayarak esasında infaka "Allah'ın verdiğinden vermek" şeklinde bir mana yüklemiştir.
İnfakta bulunurken sahip olduklarımızı kendimizin değil, Allah'ın varlığı olarak bilmemiz gerekir. Çünkü insan malın sahibi değil, emanetçisidir. Her şey kulun tasarrufuna geçici olarak, yani emaneten verilmiştir. Buna göre, emanetçinin ne israf etmeye ne de cimrilik etmeye hakkı vardır.
Kazandıklarımızdan tasadduk edebilmek şahsiyetimizin kemal bulmasıdır. Verirken içimiz acımadan aşkla ve şevkle verebilmemiz, maddeye esaretten kurtuluşumuzun bir ifadesidir. Veren insan eşyaya bağımlılıktan, kendini görmekten, kendi için yaşamaktan kurtulmuş demektir.
959 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.