Sizin Dünya’da insanlar,” dedi Küçük Prens, “bir bahçede beş bin gül yetiştiriyorlar; yine de aradıklarını bulamıyorlar.”
“Bulamıyorlar,” dedim.
“Oysa aradıkları tek bir gülde, bir damla suda bulunabilir.”
“Doğru,” dedim.
Her seferinde biraz daha yorulacaksın kendini anlatmaktan. Özet geçmeye çalışacaksın her şeyi. Özetler de birbirinin özeti olacak. Git gide kısa ve kestirme cümleler kurmaya başlayacaksın. En sonunda ya tamamen susacaksın ya da bambaşka şeyler anlatmaya başlayacaksın.
Sen kendi kendini yargılarsın işin en güç yanında budur insanın kendini yargılaması başkalarını yargılamaktan daha güçtür.Eğer sen kendini yargılamayı başarırsan bu senin gerçek bilgiliğini gösterir.
Bir kimseden ancak verebileceği şey istenmeli buyurganlıkta mantığa dayanır eğer halkına kendini denize at dersem bana karşı ayaklanır devrim yapar buruklarımın karşılığını istiyorsam o buyruklar mantığa dayandığı içindir.
"ÖYLE GÜZELSİN Kİ KUŞ KOYSUNLAR YOLUNA"
Bir karga bir kediyi öldüresiye bir oyuna davet ediyordu. Hep böyle mi bu?
Bir şeyden kaçıyorum bir şeyden, kendimi bulamıyorum dönüp gelip kendime yerleşemiyorum, kendimi bir yer edinemiyorum, kendime bir yer…
Kafatasımın içini, bir küçük huzur adına aynalarla kaplattım, ölü ben’im kendini izlesin her yandan, o tuhaf sır içinden! Paniğini kukla yapmış hasta bir çocuğum ben. Oyuncağı panik olan sayın yalnızlık kendi kendine nasıl da eğlenir.
Niye izin vermiyorsun yoluna kuş konmasına
niye izin vermiyorum yoluma kuş konmasına
niye kimseler izin vermez yollarıma kuş konmasına?
“Öyle güzelsin ki
kuş koysunlar yoluna”
bir çocuk demiş.
Kırmızı Kahverengi Defter, S. 60