Fatma Nur

Tek başımıza dünyaya adım atma yeteneği, güvendiğimiz birinin yanımızda durduğunu bilerek mümkün oluyor. Ve işte bu "bağımlılık paradoksu"dur. Paradoksun mantığını anlamak başta zor görünür. Birine bağlıyken nasıl daha bağımsız olabiliriz ki? Yetişkin bağlanmasının temelini tek bir cümleyle açıklamamız gerekseydi, bu şu olurdu: Bağımsızlık ve mutluluğa giden yola çıkmak isterseniz, öncelikle bağlanılacak doğru insanı bulun ve bu yolculuğa onunla çıkın.
Reklam
Bağımlılık bir gerçektir; bir tercih ya da seçenek değildir.
Bağlanma prensipleri bize insanların ancak giderilmemiş ihtiyaçları kadar muhtaç olduklarını öğretir. Duygusal ihtiyaçları karşılandığında -ne kadar erken o kadar iyi ilgi dışarıya yönelir. Bu, bağlanma literatüründe "bağımlılık paradoksu" olarak geçer. İnsanlar bir diğerine ne kadar etkin şekilde bağlanırsa, o kadar cesur ve bağımsız olurlar.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Küçüklerle ancak küçük işler görülür, Küçükler de büyükler içinde büyür.
“İnançlılara da, kötülere de gerekli olan, Dincilere kılıç salmada zırh, berikilere çılgınca Arkadaşlık, İlişkilerini sürdüren hepsi sarsak, Zeus'u eğlendirmek için birer yaratık."
Reklam
Filozoflar böylesi yüksekliklerde ortaya çıkmış ve yine bilgeler de, bu dünyanın zavallılıklarının üzerinde, böylesi yüksekliklerde yaşamış olmalılar.
Ne kadar ağır gelse de, benden hep gerçeği duyacaksınız.
İnsan uyumsuzdur, saatler de uyumsuzdur. İstediğini, kollarında sımsıkı tutan yoktur. En yüksek esenlik için delice işler yapılır, Mutluluktan kopup alışılana yönelinir, Güneşten kaçıp buz ısıtmak derler buna.
Açık olmalıdır değerli olan. Kim seçebilir yoğun karanlıkta ikiyüzlüyü?
Reklam
Hayat inatçıdır ve en çok nefret edildiği anda sımsıkı tutunur size.
Sayfa 214Kitabı okudu
Hiç bir bağım, sevgim olmadığında, payıma nefret ve kötülük düşer.
Sayfa 160Kitabı okudu
Bu halk şeytanı seçemiyor bir türlü, Yakasına yapışmış bile olsa.
670 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.