Bir zamanlar...
"Böyle sabahleyin erken kalkıp da şu keyfi yetiştirmek!
"Hoşunuza mı gitti Madam?” "Vallah pek âlâ! Ben hemen diyebilirim ki, müddet-i ömr, sabahtan evvel kalkmamışımdır. Ne hoş, biz biliyoruz ki, şimdi bir saat sonra sabah açılacak ve biz de onu göreceğiz. Öyle değil mi?”
"Hem de deniz üzerinde göreceğiz.”
"Üşümez miyiz ya?”
"Kürkler var,ihramlar var, şallar var, paltolar var. Ne üşüyeceğiz! Bahusus ki,r om dahi var.” "Vallahi pek hoşuma gidiyor.
Râkım sana doğrusunu söyleyeyim mi?
Türklerin her hâli, Avrupa'nın her hâlinden iyi.”
"Yok Madam, pek de öyle değil a! Vâkıâ bizde kış mevsiminde her sabah böyle bir zevk etmek olur ama Avrupa'nın da zevkleri fena mıdır ya?” "Yalan söylemiyorum Râkım, vallah ciddi söylüyorum. Vâkıâ Avrupa'nın dahi eğlencesi çoktur ama "monoton” daima bir siyak üzeredir. Bir kere kış geceleri uzun olduğu zaman alafranga saat on ikiden yani gece yarısından evvel yatılmaz. Hele saat ikiye kadar da oturulduğu olur Ya! Bu hâlde uyandığımız zaman yine ortalığı gündüz olmuş buluruz. Yani demek isterim ki, biz tabiatın yalnız bir akşam letafetinden Sabahı, o sabah ki tabiatın uykudan uyanması demektir, o güzel sabahı temaşadan hemen dâimî suretle mahrum kalırız.”
Sayfa 157Kitabı okudu
"Canan alındığında değeri 100 lira idi.Şimdiyse 1000-1500 lira eder.Bunun da onun ne kadar çok kıymetli olduğunu gösterir. Ama bu kıymet ona aittir.Üstündeki elmaslar ile."
insanoğlunun yaratılışının gereğidir; insan kendi mutluluğundan yalnız kendinin haberdar olmasıyla kanaat etmez, herkesi de haberdar etmek ister. hatta bir insan esasında mutlu değilse bile, etrafa kendi mutluluğunu inandırmak için hilekarlığa ve yalancılığa bile düşer.
Sayfa 111Kitabı okudu
ancak dans arasında kazaen margaret'in ayağına basınca derhal kendisini toplamak için bir hareket etmesinin ardından arka tarafından bir cayırtıdır, hissolundu.
kötü düşüncelere kapılmayınız! başka bir şey değildi. gayet dar ve siyah olmasından dolayı çürük bulunan pantolonun kıçının boylu boyuna ayrılmasından başka bir şey değildi.
Sayfa 56Kitabı okudu
"mösyö rakım! şu çocuğun lisanını anlamam ya! fakat bunun gözleri, hal ve tavrı ne demek istediğini bana pekala anlatıyor"
Sayfa 36Kitabı okudu
vay rakım'da sevinç! vay rakım'da teşekkür! hem de duygularının göstergesi olan gözlerine yaş dolarak bir teşekkür, ama kime? kendisi gibi bir öksüze bu kolaylığı açmış olan kerem sahibi Cenabıhakk'a
Sayfa 21Kitabı okudu
"bu kızın değeri var mı yok mu diye sormuyorum, satılan şey bunun özgürlüğüdür. özgürlüğünün dünyalara değeceğini kabul ederim."
Sayfa 19Kitabı okudu
parayı mutluluk kaynağı bilir bundan dolayı mutluluğu yolunda harcamak için para kazanmayı severdi.
Sayfa 17Kitabı okudu
bu sırada felatun bey büyücek kalemlerin birinde memurdu. ama hani kalemlerde bazı efendiler vardır ki mutlaka ileride devletin en büyük makamlarını tutabilme hazırlığıyla katiplik zamanında gece gündüz çalışarak içinde bulunduğu dairenin değil belki devletin olanca şubelerinin işlerinde yetkinliği elde edebilmek için iğne iplik olarak çaba gösterir. böyle gayretli kişiler tanırsınız ya? bizim felatun bey bunlardan değildi.
Sayfa 6Kitabı okudu
Felâtun Bey İle Râkım EfendiAhmet Mithat Efendi · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202222.7k okunma
İnsanoğlunun yaratılışı gereğidir; insan kendi mutluluğundan yalnız kendinin haberdar olmasıyla kanaat etmez, herkesi de haberdar etmek ister. Hatta bir insan esasında mutlu değilse bile etrafa kendi mutluluğunu inandırmak için hilekârlığa ve yalancılığa bile düşer.
Sayfa 111 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Aşk ruhu denilen varlığın temiz eteği, murdar şehvetle kirlenince zevki kaçar. Lakin o zaman hırs ve kibir insanın gözlerine perde çektiğinden insan o lekeyi göremez.
Sayfa 80 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu