Acı Çekmek
"Ruhunun yapmak istediği şeyleri yapmadığın için acı çektin." (Marcus Aurelius)
423 syf.
8/10 puan verdi
Mantık ve İçeriği
Türkçe literatürde mantık disiplini üzerine önemli bir çalışma olarak öne çıkıyor. Kitap, mantık disiplininin klasik ve modern unsurlarını kapsamlı bir şekilde ele alıyor ve bu alandaki eksiklikleri doldurmayı hedefliyor. Kitap üç ana kesimden ve dokuz bölümden oluşuyor. Birinci kesim olan "Klasik Mantık" kısmında, temel mantık
Mantık
MantıkDoğan Özlem · Notos · 2011131 okunma
Reklam
BİLGİ FELSEFESİ Felsefenin, insan bilgisinin kaynağını, sınırlarını, geçerliliğini ele alan dalına bilgi felsefesi denir. O, belli bir bilgi türünü değil de, bilen özne ile bilinen obje arasındaki ilişki ile ortaya konulan bilgi sürecini genel olarak ele alır; bu sürece giren tüm öğeleri inceler. İnsanın sahip olduğu akıl, sezgi gibi
Özgür olduğumuz sürece ölümden daha az düşündüğümüz hiç bir şey yoktur ve bilgeliğimiz ölüm üzerine değil, yaşam üzerine derin bir düşünüştür. Üstelik, her ne olursa olsun yaşamımızı sürdürmek zorunda olduğumuz için, iyi bir yaşamın ne olduğu konusunda da belirli kurallar oluşturmamız gerekir. Spinoza bu kuralları şöyle sıralar : 1. Çokluğun kavrayışına hitap etmek ve amacımıza ulaşmamıza mani olmayacak her ne varsa onu yapmak. 2. Sağlığı korumaya elverdiği kadarıyla hazların tadına varmak. 3. Hayatı ve sağlığı sürdürmeye elverecek ölçüde para ve mülk edinmeye çalışmak. Böylesine bir felsefe ve bu felsefeye adanmış bir yaşam karşısında hayranlık duymamak, Spinozist ifadeyle tüm bunlar karşısında zihnimizin sallantıda kalmaması yani şaşkınlık duymaması mümkün mü?
Hume'un ifadesine göre, akıl tutkuların kölesi olduğu için bazen yanlış yargılarda bulunuruz ama her şeyi göz önüne aldığımız takdirde temel güdülerimizi, bunlara dair mantıksal bir gerekçemiz yok diye inkar etmektense tutkularımızı tatmin edecek bir şeyler yapmak daha iyidir.
Sayfa 226Kitabı okudu
Kelamın yapmaya çalıştığı şeyin esas itibariyle bir "apoloji" (savunu) olduğu açıktır; ancak önemli olan, bu "apoloji"yi yapmak için izlediği yöntemdir. Étienne Gilson'un ortaçağ Hıristiyan felsefesini, yani imanın hizmetine koşulan, teolojinin hizmetçisi olan felsefeyi savunmak üzere üzerinde ısrarla durduğu, bu, yani onun yöntemiyle ilintili özellik, kelam için de aynı ölçüde geçerlidir. Kelam, İslam teolojisidir ve bu özelliğiyle İslamın inanç öğelerini akıl planında, aklın talepleri içinde, akla dayanan nedenlerle savunmak isteyen bir hareket olmuştur. Nasıl iyi bir hizmetçi, efendisinin her istediğini yerine getiren bir insan olmaktan çok, hizmetçilik sanatının kurallarını yerine getiren bir insansa, ortaçağda dinin hizmetine koşulmuş olan akıl da dini savunma amacı içinde aslında kendi kendini savunmuş, koşulduğu veya kendisini koştuğu amaç ve işlev ne olursa olsun, kendi talep ve mantığı içinde kendi kurallarına göre işlemiştir. İşte kelamı, bu en önemli niteliğinde, yani kendisini akla dayanan nedenlerle haklı çıkarmak isteyen spekülatif bir hareket olması özelliğinde, felsefi bir hareket olarak kabul etmemek için ciddi bir neden yoktur.
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.