Avrupalılar ve Hristiyanlar için, ‘Türk’ kelimesi ‘Müslüman’la eşanlamlı olarak düşünüldü; dolayısıyla da bir Hristiyan din değiştirip Müslüman olursa ‘Türkleşti’ diye tanımlandı.
Reformcular, artık bir yandan Batılı fikir ve kurumları benimserlerken diğer yandan Batılı emperyalizme karşı savaşma ikilemiyle yüz yüze kalmışlardı.
Reklam
Buhranlı zamanlarda politikacılar içgüdüyle ve kamunun iyiliği için hareket ettikleri kadar, ince hesaplarla ve kişisel çıkarlar adına da çalışırlar.
Her ne kadar şehir zorlu bir kuşatmadan sonra düşmüş olsa da, pek çok Rum Ortodoks, iki Kilise’yi birleştirerek Papalık’ın egemenliğini sağlamak isteyen Katolikler’in aksine kendi inançlarını sürdürme hakkı tanıyan Osmanlılar’ı memnuniyetle karşıladı.
Kendi inançlarınca ibadet etmek ve kendi toplumlarının kurallarına göre yaşamak hakkına sahipti.
Laiklik öncesi Osmanlı toplumunda, dinî bağlılık kişisel bir mesele değil, toplumları ilgilendiren bir meseleydi.
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.