288 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 8 days
Hintli tarihçi Feroz Ahmad, İttihat Terakki Cemiyetini, ne olduğunu ne olmadığını çok iyi anlatmış. Bolca yerli, yabancı özellikle İngiliz kaynaklarından kaynaklarla, oldukça detaylı. Genç Osmanlılar, Jön Türkler, İttihat Terakki Cemiyeti ve neler yaşandığı ile alakalı güzel bir çalışma. Yabancı biri olduğu için bir ideolojik saplantısı da yok anlatanın. Okunmalı.
İttihat ve Terakki 1908-1914
İttihat ve Terakki 1908-1914Feroz Ahmad · Kaynak Yayıncılık · 2019262 okunma
Yeni rejim, ilk büyük bunalımını 1908 Ekim'inde yaşadı. 5 Ekim'de Bulgaristan tam bağıınsızlığmı ilan ediyor; bir gün sonra da Avusturya-Macaristan, Bosna ve Hersek'in kendi İmparatorluğuna katıldığını açıklıyordu. Ve aynı gün Girit, Yunanistan'la birleşmek ka­rarına vardığını duyuruyordu. Babıali'nin yapabileceği pek bir şey yoktu. 1878 Berlin Kongresi'ne katılanlara başvurarak durumu pro­testo etti; çünkü ilk iki karar; bu kongre sonucu imzalanan antlaşmaya aykırıydı; Girit için ise, Büyük Devletler güvence vermiş bulunuyor­lardı. Büyük Devletler cevap vermekte gecikmediler: Türkiye lehine duruma müdahale etmeyeceklerini açıkladılar. Bu saldırgan davranışlar, Osmanlı İmparatorluğu'nun her köşesinde büyük öfke ve kızgınlık uyandırdı. Basın ateş püskürüyor, iğneli sözlerle dolu makalelerin sonu gelmiyordu.
Reklam
Oysa, Jön Türkler, işe yaramayan, yozlaşmış memurları işte tutarak verimin düşmesine göz yummanın, birkaç bin altın harcayarak onları emekliye ayırmaktan daha pahalıya mal olacağını düşünüyorlardı.
Dış dünyada ise, Japonya'nın çağdaş bir güç olarak kendini dünyaya kabul ettirmedeki başarısı, çağdaşlaşma konusunda Türk­lerin umutlarını alevlendiren en etkili unsur olmuştu, diyebiliriz.
Hükümet, ilgili Büyük Devletler'in rızasıyla, Osmanlı İmpara­torluğu'ndaki yabancılara, uluslararası yasaların dışında, kapitülas­yonlarla tanınan imtiyaz ve haklara bir son vermeye çalışacaktı.
Meşrutiyetin vaat ettiği eşitliğe uygun olarak askeri hizmet zorunluluğu, Müslüman ol­mayanlarla birlikte bütün Osmanlıları içine alacak biçimde geniş tu­tulacaktı .
Reklam
Mali durumun bozukluğu göz önüne alınarak, mevcut mali kanun­lar düzeltilecek, yeni yıl için rasyonel bir bütçe hazırlanacaktı.
Cemiyet ile Ba­bıali arasındaki bu işbirliğiyle, Saray'ın iktidarı tekeline alma çabaları bir kez daha dizginleniyordu.
Ertesi gün Sabah gazetesinde yayımlanan bir bildiriyle Cemiyet, yeni kabineyi bütün gücüyle destekleyeceğini açıklıyor ve halktan -yabancıların eleştirilerini önlemek üzere- kanun ve nizamın yürütülmesi için işbirliği istiyordu.
Sait Paşa ve Dahiliye Nazırı Memduh Paşa, zaten, siyasal suçlarla birlikte adli suçluları da serbest bıraktıkları ve eski rejimin yozlaşmış memur­larının kaçmalarına göz yumdukları için Cemiyet'in kuşkuyla izlediği kişilerdi.
Reklam
Devletin yürütme organıyla Cemiyet, ilk kez Ağustos başlarında, Harbiye ve Bahriye Nazırlarının kimin tarafından atanacağını görüşmek üzere karşı karşıya geldiler.
Meşrutiyet ilan edilince hepsi açığa çıktılarsa da, ayrı siyasetler güdüyorlardı; ortak bir liderleri yoktu.
Cemiyet'in iktidara gelmesini engelleyen başka nedenler de vardı. Bunlardan biri; merkezi, düzenli, ülke çapında bir örgüte sahip ol­mamalarıydı.
Gene de bütün gözlemciler, bu yanlışlığa düşmemişlerdir. 24 Ağustos 1908 tarihli Times'da, gazetenin İstanbul muhabiri, Avrupa'daki toplumsal sınıf yapısının Osmanlı toplumuna uygulanamayacağını kabul etmekle birlikte, Jön Türk hareketini genel çizgileriyle bir orta sınıf (bur­juvazi) hareketi olarak nitelemekteydi.
Osmanlı İmparatorluğu'nda, Avrupa'dakine benzer bir toplumsal sınıf yapısı bulunmadığından, siyasal yaşamdaki itici güçlerin, din ve ırk olduğu kabul edilir.
1,491 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.