Avrupalılar ve Hristiyanlar için, ‘Türk’ kelimesi ‘Müslüman’la eşanlamlı olarak düşünüldü; dolayısıyla da bir Hristiyan din değiştirip Müslüman olursa ‘Türkleşti’ diye tanımlandı.
Reformcular, artık bir yandan Batılı fikir ve kurumları benimserlerken diğer yandan Batılı emperyalizme karşı savaşma ikilemiyle yüz yüze kalmışlardı.
Reklam
Kendi inançlarınca ibadet etmek ve kendi toplumlarının kurallarına göre yaşamak hakkına sahipti.
"Ben İttihat ve Terakki Üniversitesi'nde okudum... Ben önce İttihatçiyim. Hala da ittihatçiyim. Her şey ondan sonra gelir..."
Sayfa 249 - Celal Bayar'ın 1982 deki sözleri.
Buhranlı zamanlarda politikacılar içgüdüyle ve kamunun iyiliği için hareket ettikleri kadar, ince hesaplarla ve kişisel çıkarlar adına da çalışırlar.
Laiklik öncesi Osmanlı toplumunda, dinî bağlılık kişisel bir mesele değil, toplumları ilgilendiren bir meseleydi.
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.