Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Feyza

"Derler ki zaten her şey 17. asırda bitmiş, 18. sürükleyici, 19 mukallit, 20 maskara, Allah korusun ilerisi sefalet fidanlığı, esfel hazırlığı, yangın yeri depoluğu, Lut toprağı imiş."
Reklam
"Demek dünya gülünecek yer, yaşananlar bir müstehzi nazar bırakıp terk edilecek şeyler imiş."
"Her şey onun ne olduğu bilinmiyor ya da yanlış biliniyorken kıymetli."

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Gençtim. İstisnasız her gün öldüm. Ölümüm bana sırlandı. Ölümü de ben yıkadım, mezardan da belli etmeden hortladım. Dirilere saygısızlığım bundandır."
"Gençken ölmeyen ve ömrünün geri kalanını bu ölüyü sürüklemekle geçirmeyen yetişkin olabilir mi?"
Reklam
Bir zamanlar çocuk olduğumu, onu, zamanını ve kokusunu biliyorum. Neler duyduğumu hatırlıyorum. Ezilmiş incir ve ısınmış ot kokusu biraz da beklemiş su ve sanki şurdaki ekmeğin yarısı, bunları alıp çocukluğuma gidebilirim ve yerimi hiç şaşırmadım bulabilirim. Bir oyuk gibi duruyordur eminim. Bir büyük âfete ve devrilen zamana kadar benim çıktığım oyuk olarak kalacak bunu da biliyorum. Ama genç olmaya ait ne bir yerim, ne kokum, ne oyunum var. Gençlik yoksa bu mu demek, yersiz yurtsuz kokusuz bir oyuğa kıvrılamadan çocukluğun yaz güneşi çekilince çöken sis mi demek?
Galiba büyüyordum, belki de büyümüştüm. Bir çocuk olmaktan neydi hatırımda kalan?
"Gençlik içime bir zehir gibi aktı. Yaşıyor olmak, hayat bana bunu enjekte etti; hep eder mi, işi gücü bu mu, kuduz aşısı gibi, mutsuzluk aşısı gibi, içine hayatı kaçırıp sonra da işte yaşatmamak, ne olursa olsun yaşatmamak, ne tuhaf."
İzdiham - Sayı 54 (Ocak-Şubat 2024)
İzdiham - Sayı 54 (Ocak-Şubat 2024)
"Ya taşı atan olur ya da taşa göğsünü siper eden. Şimdi ben hangisiyim?"
Hayret etme dürtüsünü yitiren bir birey veyahut bir toplum için kötülüğün içinde debelenmekten başka hiçbir şans yoktur.
Reklam
"Gülüyorsunuz. Ve ölümümüz başından planlı. Gülüyorsunuz. Ve çürümemiz kaçınılmaz. Gülüyorsunuz. Ve batışımız yakın. Bu akşam. Yarın."
Seviyor! Sevmiyor! Bir papatya için ne ölümcül bir ikilem bu! Bir insan içinse herhalde binebileceği en tehlikeli tahterevalli!
Senin kendini tamam hissetmen için, neden benim bu kadar çok eksilmem gerekiyor? Senin kendi hikayeni sürdürebilmen için, neden benim hikayesiz kalmam gerekiyor? Senin sözlerinin duyulabilmesi için, neden hep benim sözlerimden vazgeçmem gerekiyor? Senin yanında kendime bir yer bulabilmem için, neden benim kendimden bu kadar uzakta yaşamam gerekiyor? Senin bir anlama gelebilmen için, neden benim senin lisanını bilmem gerekiyor?
"Yalnızlığım, sırça gövdemdeki küçük bir çatlaktı eskiden, şimdi varlığımı boydan boya kateden bir kırılma!"
Caddeleri ışıl ışıl lambalarla donattık diye gecelerin karanlığı azalmıyor, aksine çoğalıyor. Çoğalıyor çünkü ışıklar şehrin kuytularından alıyor dikkatimizi. O kuytularda ışıkların aydınlatamadığı gölgeler dolaşıyor, her gün daha çok. Her gün daha acımasız kuruluyor o kuytularda oyunlar.
965 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.