Atsız Tekrar Süleymaniye Kütüphanesinde: Atsız aleyhindeki konuşma ve yayınlar nihayet 1952 Mayıs'ında semeresini (!) verecektir. Olaylar şöyle gelişir: "Türk Milliyetçiler Derneği, 3 Mayıs kutlamalarına katılması ve bir konferans vermesi için Atsız'ı Ankara'ya davet etti. Konferansın konusu 'Devletimizin Kuruluşu'
İnsanın bu dünyada koşulsuzca sevebileceği ve güvenebileceği dostlara da ihtiyacı vardır. Arkasını güvenle dönebileceği, uğruna her şeyini feda edebileceği bir dost… Bazı insanlar hayat yolculuğumuzda misafir olurlar bize. Hayatımıza belli dönemlerde girip çıkan bu insanların hepsinin bir görevi vardır: Bize hayatı öğretmek… Her birinden ayrı ayrı tecrübeler ediniriz. Kiminin hayatımızda kalma süresi uzun olur, kiminin ise çok kısa. Sebepsizdir gidişleri. Kimi çıkar uğruna yanaşmıştır, kimi merak. Bazen de en sıkıntılı anlarında tanışırsın birileriyle ve o en bunalımlı zamanını atlatana dek hep yanında olurlar ve sonra da sessizce çıkıp giderler hayatından. İşte ben bu gibi insanların, görevlerini yapıp sonra da yollarına devam ettiklerini düşünürüm hep.
Sayfa 47 - Çay YayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Öğretmenine saygı duy ve onu sev oğlum... Çünkü öğretmenin, kendisini unutacak çocukların iyiliği için kendi yaşamını feda ediyor. (...) Onlar emekleri pek konuşulmayan ve değerleri ödenmeyen, geçmişten daha üstün bir gelecek yaratmak için uğraşan işçiler... Onu hep sev! Ayrıca 'öğretmen' sözcüğünü hep saygıyla söyle! Onun ismi, baba sözcüğünden sonra, birinin birine söyleyebileceği en asil, en tatlı sözcüktür."
Sayfa 78 - Kapra YayıncılıkKitabı okudu
Samle Çağla yazdı... MEHMET BİNBOĞA’NIN, “ŞİİRKENT'İN NARÇİÇEĞİ” ADLI ROMANI HAKKINDA BİR İNCELEME DENEMESİ...Samle Çağla Mehmet Binboğa'nın geçen yıl birinci cildi yayımlanan "Efelya" seri romanının ikinci cildi, "Şiirkent'in Narçiçeği" adıyla İzan Yayınlarından çıktı. Kitabın kapak dizaynı, Efelya'da
En tipik kurtarıcılardan biri, ailedeki herkesin sorununu üstlenen ve sürekli acı çeken "Kendini Feda Eden Anne" rolüdür. Aslında, bu kişi acı çekmiyor olsa, acı çekmek yerine ne yapacağını bilemez. Karşınıza oturup ailenin bütün üzücü hikayelerini, hepsine çözüm bulmak için nasıl çırpındığını anlatır. Oğullarından biri uyuşturucu satmaktan tutuklanmıştır ve hapiste yatar; kızının kocası onu üç çocukla bırakıp gitmiştir veya yeğeni trafik kazasında ölmüştür. Bütün gününü oğlunu hapisten çıkarmaya, kızına yeni bir koca bulmaya ve merhumu cennete göndermeye çalışarak geçirir. Aslında bu anne, çocuklarının içinde bulunduğu kurban durumlarını kendi elleriyle yaratmıştır. Küçüklüklerinden beri çocuklarını kurtardığı için onlara çaresizliği öğretmiştir. Herkes ona muhtaç olsun şeklinde güçlü bir ihtiyaç duyduğundan onların çamaşırlarını yıkar, odalarını temizler, yemeklerini, ütülerini ve hatta ödevlerini yapar. Çocuklarına bir şeyi nasıl yapacaklarını öğretmez; her şeyi onlar için yapar. Bu ikisi arasında dünyalar kadar fark vardır. Kurtarıcının "herkes bana ihtiyaç duysun ihtiyacı" inanılmaz boyuttadır. Çoğunlukla ailedeki aracı kişidir, herkesin dostu olup herkesi mutlu etme sorumluluğunu üstlenir.
Reklam
Ordu'da 7000 subayı birden emekliye sevk eden, 1500 Harbiyeliyi birden askerlikten çıkaran prensip, bir milletin yarınını feda etmemek için birkaç bin öğretmeni feda etmekten çekinmemek zorundadır. Yoksa Türk milletinin geleceğinden ümit kesmek lazım.
"Simdi aşıksınız ve bu harika bir şey. Erkeklerin size her dediğine inanıyorsunuz. Bunun süreceğini ve sizi hep şu an sevdikleri kadar seveceklerini düşünüyorsunuz. Bunun yanında eğitimin önemi olmuyor. Ama hayata dair hiçbir şey bildiğiniz yok! Bir gün onlar için her şeyi feda etmiş olacaksınız, her şeyden mahrum edilmiş ve onların en küçük hareketine bağımlı olacaksınız. Onların keyfine ve şefkatine, kabalıklarının insafına kalmış olacaksınız. Geleceğinizi düşünmek ve okumak zorunda olduğunuzu söylediğimde bana inanın. Devir değişti. Annenizinkiyle aynı kaderi benimseyemezsiniz. Bir şey olabilirsiniz; avukat, ögretmen, hemşire. Ya da pilot! … Ne isterseniz olabilirsiniz, emek verdiğiniz sürece. Ve asla ama asla bir erkekten para istemezsiniz."
Sayfa 237Kitabı okudu
Anlamını yitiren bir yaşamın temel sorunu kendi Yaşamının dansını yapamamaktır mış gibi yaşamaktır arayışa geçmek zamanı gelmişti. . Peki nasıl değişerek nasıl değişir farkına vararak ve etrafına vardığını yaşama cesaretini göstererek yaşandıkça ağırlaşan yükü artan bir yaşam içinde değişime nasıl cesaret edilir bitmemiş işleri bitirerek bitmemiş
Bakara
‌ ذٰلِكَ الْكِتَابُ لَا رَيْبَۚۛ ف۪يهِۚۛ هُدًى لِلْمُتَّق۪ينَۙ Bu, kendisinde şüphe olmayan kitaptır. Allah'a karşı gelmekten sakınanlar için yol göstericidir. Bakara 2 ‌ اَلَّذ۪ينَ يُؤْمِنُونَ بِالْغَيْبِ وَيُق۪يمُونَ الصَّلٰوةَ وَمِمَّا رَزَقْنَاهُمْ يُنْفِقُونَۙ Onlar gaybe inanırlar, namazı dosdoğru kılarlar, kendilerine rızık olarak
284 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.