Gereksiz yumuşaklıkları ve uysallıklarıyla can sıkıcı olan insanların aşırı titizlikleri ve alınganlıklarıyla çok kısa bir sürede çekilmez hale geldikleri sonucuna varalı çok olmuştu.
Bu iki insan birbirine o kadar yakın, o kadar benzerdi ki, en ufak bir hareket, bir ses tonu her ikisi için de sözle söylenebilecek şeylerden daha fazlasını ifade ederdi.
“Görünüşe bakılırsa düşüncesinin götürdüğü yer hiç umrunda değildi; onun için tek gerekli olan düşünme süreciydi.
Ve düşünme süreci onu bir çıkmaz sokağa soktuğu zaman hoşuna gitmiyordu. Bundan hoşlanmıyor ve konuşmayı neşeli ve hoş bir konuya kaydırarak kaçıyordu.”
Her gün bu kadar güzel mi bu deniz?
Böyle mi görünür gökyüzü her zaman?
Her zaman güzel mi bu kadar,
Bu eşya, bu pencere?
Değil,
Vallahi değil,
Bir iş var bu işin içinde.