Büyük bir merakla başladığımdan mıdır nedir209. Sayfaya kadar pek sarmadı hatta okumasam mı bile düşündüm..azatlı köle,lahit kopyacisi,yazıcı köle,tapınak kandil cisi,uykusuz çoban ve köpeği ince ince anlatılmış.tasvirlerin abartilmasi,betimlemeler in uzatılması sıktı umutsuzluğa kapıldım çünkü birbirine bağlanmaya kısa öyküler.bir bütünlük yok ve hiç biride ilgimi çekmedi.iki gün ara verdim ilk defa.. ne çok yanılmışım iki günde fark ettim ki hepsini çok iyi tanımışım o tasvirlerde güldü, üzüldü,korktu gibi duygu devinimlerini dillendirmeden gülüşünü, utancını hatta platonik aşkı film tadında meğer okurken izlemiştim.hepsini çok iyi tanımışım. ayıp etmişim diyerek okumaya devam ettikce tüm duygularını bir arkadaşımdan dinler gibi okudum.kuralsiz cümle kullanip net anlaşılır kurallı cümle netliğinde yazılmış özel bir anlatım öncelikle anlatım dili günlük dilin dışında bir o kadarda keyifli binbir zahmetle yasaklara karşı ölümü göze alan 6 kişi ölümden kaçıyor ve tek rehberleri herkesi anlayıp kendini anlatamayan çobanın köpeği.ha birazcik ama çok azıcik uykuda geçen zamanda neyse uyandıktan sonra karşılaştıkları manzara tamda günümüzdeki dinî anlaşamanin nedenlerini de çok güzel romanin son bölümünde kafamıza tak tak sokuyorözellikle son bölümü okurken ilginizi ceken bölümlerde durup günümüze şöyle bir göz atın derim çok net niye savaşlar din adina çıkıyor altı çizilmiş kitap biterken.hazin bir son bana göre.ben beğendim tavsiyemi gönül rahatlığı ile ederim ️