"Neden düşüncelisin?"
Kaşlarımı çattım. "Umrunda mı?" Gerçek soruydu. Sitemsiz.
"Evet." Hayret, genelde insanlar dalıp giden gözlerime bakar, ellerini önümde sallar, sonra cümlelerine devam ederlerdi ama o umursamıştı.
Senin yüzünden... işte bu iki kelime kırmızı çizgimdi. Ne zaman karşımdaki birisinin cümlesi bu sözlerle başlayıp bitse kendimi özür dilerken buluyordum. Suçum olmasa bile.