Biz kadınlar,
Camdan büyük bir fanusun içindeyiz
Korseden sütyene mahpus yaşarız
Namus diye biri karar verir;
başımızı örtmemize,
eteğimizin uzunluğuna.
Pantolon yasaktır bize
Tahrik edermiş erkekleri.
Biraz da "Hiç yoktan iyidir." lafına bile layık olamayan 5 kuruş üzerine konuşmak istiyorum. Nedir bu 5 kuruşa biçtiğiniz değer? 1 değil ki işe yaramaz göresiniz. Küçücük bedenine rağmen sığdırdığı 5'i nasıl görmezden gelebiliyorsunuz? Yere düştüğünde kaldırmaya bile değmeyecek kadar ne yaptı size 5 kuruş? Sizi öyle severdi ki bu 5 kuruş, cebinizde en kuytulara, çantanızda en diplere girerdi. Olur da bir fırsatını bulup başka birine vermeyesiniz diye. Sizinle kalabilmek için kendinden çok şey verdi 5 kuruş. Eskiden olsa şu kapısında renkli balonlar olan bakkala gittiğinizde kişiye göre fiyat biçen, utanmasa donunuzu bile alacak olan bakkalcıdan bir sürü şey almanızı sağlardı. Bozdurup bozdurup harcadınız 5 kuruşu ve geriye 5'ten başka bir şey kalmadı. Geçenlerde başına gelen bir şeyi hiç unutamıyormuş: Birisinden hak ettiği değeri görmeye ramak kaldığını düşündüğü bir esnada alışveriş fişinin içerisine buruşturulup çöpe fırlatılmış. 5 kuruşun dertleri bitmez fakat sevindiği bir şey de yok değil: Artık onun yerine sakızı tercih etmiyorsunuz, bu durumdan nasıl mesut bir bilseniz...(Edemediğinizi bilmiyor, duyarsa çok üzülür, aramızda kalsın.)
Soruyorum size, 5 kuruşa değer verdiniz de o mu buna layık olmadı?
5 kuruşları sevin.