Çiçek

"Tek önemli vakit var; o da şimdidir, içinde bulunduğunuz an çünkü sen şimdinin bir parçasısın, çünkü ancak o zaman elinden bir şey gelebilir."
Reklam
"...ve unutma, herkes kendine layık gördüğü kadar mutluluğa sahip olur. Sen kendine neyi layık görüyorsun?"
"Yunan mitolojisinde mutluluğu nerede aramak gerektiğini özetleyen çok güzel bir hikaye vardır. Mitoloji ile alakalı olanlar bilir. Zeus da dahil olmak üzere, 12 baş tanrının evi ve birçok efsanenin merkezi olan Olympos Dağı'nda geçen bir hikaye bu. Hikaye bu ya, tanrılar Olympos Dağı'nda toplanmış, mutluluğun sırrını saklama kararı almışlar. İnsanlar bulduğu zaman onu, kıymetini bilsin istemişler. Tanrılardan biri onu yüksek bir dağın tepesine saklayalım demiş. Diğeri yerin yedi kat dibine gömelim ki erişemesinler diye önermiş. Bir diğeri okyanusun en derinini önermiş. Nihayet bir tanrı en ilginç fikri sunmuş: Mutluluğun sırrını insanların yüreklerine gömelim. Nasıl olsa oraya bakmayı akıl etmezler!"

Reader Follow Recommendations

See All
"...ve gitmek daima bir cevaptır bu dünyaya..."
"Hayata Karşı Güçlü Olmak Demek, Bazen Umursamaz Olmayı Bilmek Demektir. Gerçekleşmeyen durumların, hayallerin yegâne ilacı budur, çok konuşan ve az şey anlatan insanlara karşı çözüm de budur. Yeri geldiğinde olaylara ve beklentilere sırtını çevirerek gitmek, erdemli insanın felsefesi olmalı. Zaten boku sen yediğinde sen dışında hiçbir şey seni umursamaz, sen de umursamamayı bilmelisin. Hayal et, birini sev, sevmesini bekle, olmasını bekle, telefon bekle, iş bekle, iş sonucunu bekle, kabul edilmeyi bekle... Ha babam ha... Nedir bunlar? Kaç tanesiyle başa çıkabilir insan? Kasma yani, geldin gideceksin, tabutunu da umursamayacaklar, beş dakika taşıyıp evlerine gidecekler. Kendini yetersiz ve küçük görme, umursamaz insan tipi daha çok ilgi görür, merak edilir. Gizemli insan tipleri hayranlık besler. Marla singer olacaksın bazen ağa, takmayacaksın, canı cehenneme diyeceksin. Daha fazlasına ihtiyaç duymayacaksın, rahat olacaksın, girmeyeceksin mayınlı, karışık düşüncelere... Vitesi boşa atacaksın, kimileri buna mutsuzluk dese de sen kendi içinde akacaksın... Kazancakis’in dizelere döktüğü gibi: Hiçbir şey umut etmiyorum Hiçbir şeyden korkmuyorum Ben özgürüm..."
Reklam
"Aşık Olunan Kişiyi Unutamama Nedenleri: 1.Yarım kalmışlıklar ya da hiç yaşanmayanlar 2.Hâlâ aşık olma durumu 3.Yerine başka birini koyamamak 4.Obsesiflik 5.Aşık olunan kişinin sürekli kendini hatırlatması 6.Zihindeki ve algıdaki o eski kokular 7.Suçluluk psikolojisi Beyin tanıdığı kişileri unutmaz, unutamadığı zamanlarda da hastalıklı kimliğe bürünür. Kaybetmeye direnç gösteremeyen insan, her zaman eski günlerde kalır. Yeni Çağ'ın fiyakalı kaybedenleri arasında yerini alır, yalnızlık kahvesinden bir yudum içine çeker."
" 'İnsanı insandan başkası anlamaz.'. Bu yalandı. Beni sadece ben anlıyordum. Karışık hayatım ve paragraflarımda tüm duygularımın feryadını sunuyordum insanlara. Karşılıksız, anlamsız. "
"Şu birisini çok sevme olayı vardı. Bunun ilk kez başıma birisine ilk sevdalandığımda geldiğini anımsıyorum. Gerektiği kadar seviyordum. Kötü bir deneyimdi çünkü bana bir yalanı yaşamayı öğretti. İçimden gelmezken gülmeyi, çalışmaya inanmazken çalışmayı, yaşamak için bir neden yokken yaşamayı öğretti. Onu unuttuğumda bile inanmadığım şeyleri yapma alışkanlığını, aldatmacasını sürdürdüm."
"Bazen ayaklardan çıkan çoraplar herhangi bir köşeye sallanmalı, bazen bir odaya çekidüzen vermeyi kafaya takmamalı, bazen dağınık olmalı, bazen rahatlığa alışmamalı, rahatsızlığa ve sorunlara da alışmalı. Bazen tüm evren ve düzenlerin canı cehenneme demeli."
"Bazı insanlar tektir, tek yaşar, tek görmek ister hayatı. Bazen gruplardan, kalabalıklardan daha tehlikelidir, etkilidir bu insan tipi. Kimseye verecek hesabı yoktur, riskleri sever hatta sonucunu üstlenir, bedelini de kendi öder. Kimseye bağımlı değildir, onu anlamak zordur, kimliğini bilmek daha zordur. Gizeminden ve sırlarından tesadüf sonucu yakalanmadıkça kimsenin onu ele geçirmesi söz konusu değildir. Öyle amaçları ve arayışları vardır ki bunlarda biraz değişikliğe gitse tüm kişiliğini yerlere atar. Etkisini ve karar gücünü yalnızlığından aldıkça tekdüzelikten her zaman kurtulur."
Reklam
"Küçükken çok derin bir çukur bulup içine girdiğimde dünyanın öbür tarafına çıkacağımı sanırdım... Bulutların üstünde bir şehir olduğuna inanırdım, oraya gitmek için planlar kurardım, babamın her şeyi alabileceğini sanırdım, paramızın bitmeyeceğini sanırdım, öyle değilmiş ama... Hiçbiri öyle değilmiş. Çocukluk işte..."
"Hem daha önemli sorunlarımız var artık: Çok para kazanma, daha iyi yerlere gelme, ezerek yükselme, düşünmeyerek üste çıkma, çevremizdekileri unutma. Herkes kendi uğraşısının çemberinde. Eskiden aynı çember içinde gibiydik, şimdi zaman geçtikçe çember hem daralıyor hem de insanlar kendi çemberini oluşturuyor. Birlikten güç doğmuyor artık, tek olan kendini daha güçlü ilan etmek istiyor. Saltanat savaşları, koltuk kavgaları ve menfaatçilik tüm insani değerleri sildi. Şimdi ruhu yorgun insanlar olduk, sistemin meşhur köleleriyiz. Nefretimizi, hırsımızı, çılgın egomuzu tutabilene aşkolsun!"
Ve ben derim ki “Eğer çocuğunuz varsa bırakın kırsın döksün, bırakın yapsın, bırakın içini döksün, bırakın sizden farklı olsun, bırakın araştırsın, merak etsin. İleride yalnızlıkla, korkuyla, atılımdan yoksun büyüyen bir çocuk mu yetiştirmek istiyorsunuz, merakla ve araştırmayla büyüyen bir çocuk mu? Onları kendi haline bırakın. Lütfen bazı şeyleri kırıp dökmelerine izin verin... Onların tabiatında kırmak varsa bırakın uğraşsınlar."
"Bunalırsın, üzülürsün, bunları dile getirebilirsin. Birtakım yalnızlıklara da girebilirsin, işaret vermeye çalışırsın, yani bunları giderebilirsin ama acı insanın sadece kendisine aittir, anlıyor musun?"
"Uslu durmaz insan, Pandora’nın kutusunu illaki açmak ister, sever kendi kendine acı vermeyi. Olmayacağını bildiği şeyleri daha çok ister, mümkünatı olmayan hayallere, umutlara bağlanır. Tatlı canını acıtmayı sever. Hepimiz böyleyiz."
369 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.