Öze ulaşma gayreti.
Kendi mizacına uygun meşguliyetlerle ömür sürmek kadar güzeli yoktur. Bu meşguliyetler başka insanlara da faydalı olursa, o insan ölmez. Eserleri ve hatta huyları, meziyetleri bir insandan başka bir insana intikal eder. Dünya ihtirasları yerine muhabbetli bir hayat, formül bu.
Sayfa 101Kitabı okudu
Tiyatrodaki yapıtların ve oynayış biçimlerinin olduğu gibi aktarılması sonucu, yıllar sonra bu dönem sinemanın gelişmesini engelleyen ve olumsuz bir dönem olarak adlandırılacaktır. "Tiyatrocuların uyguladığı basit bir formül vardı: Tiyatro sezonu kapandığında Şehir tiyatrosu oyuncularını kameranın karşısına götürmek... Ve onların da görevi, tiyatro mevsiminde oynadıkları oyunu olduğu gibi oynamaktı. (Nijat Özön, Türk Sinema Tarihine Bakış, Türk Dili Dergisi)
Reklam
“Fakat insan hercai , bir dalda durmaz bir yaratıktır ve belki de satranç oyuncuları gibi gayeyi değil, gayeye giden yolu sever. Kim bilir belki de insanların yeryüzünde ulaşmaya çalıştığı tek gaye, bu gayeye ulaşma yolundaki daimi çaba, başka bir deyişle hayatın ta kendisidir, yani iki kere dört cinsinden bir formül olan gaye değildir; zaten iki kere dört, hayat değildir baylar, ölümün başlangıcıdır.”
"İnsanın egemen olmaktan ya da hizmet görmekten vazgeçemeyeceğini biliyorum. Her insanın temiz hava gibi kölelere gereksinimi vardır. Kumanda etmek soluk almak demektir, bu kanıdasınız, değil mi? En nasipsizler bile soluk almayı başarır. Toplumsal merdivenin en altında bulunan kimsenin bile bir eşi ya da çocuğu vardır. Kısacası, asıl olan, karşıdakinin yanıt verme hakkı olmaksızın insanın kızabilmesidir. "Babaya yanıt verilmez." formülünü bilirsiniz, değil mi? Bir anlamda bu formül tuhaftır. Sevilen kişiye değil de kime yanıt verilir bu dünyada? Bir başka anlamda da inandırıcıdır bu. Birinin son sözü söylemesi gerekir. Yoksa, her nedene karşı bir başka neden söylemesi gerekir."
Sayfa 36
-“Yanlış formülle doğru sonucu bulamazsın evlât.” -“Nedir o zaman formül?” -“İki günlük dünyaya ‘asırlık’ değer vermemek…” -“Çok mu değer veriyoruz?” -“Her şeyin fazlasını istiyoruz. Daha çok para, daha çok yaşam, daha çok anı…” -“Aç gözlü müyüz?” -“Cahiliz.” -“Ne yapmalıyız peki?” -“Büyük şeyler istemeliyiz Rabbimizden.” -“Bunlar küçük şeyler mi?” -“Elbette.” dedi ihtiyar. “Daha büyük ve daha önemli şeyler istemeli. Ufkumuz genişlerse dualarımızda genişler.” -“Dualarımız genişlerse?” -“Daha çok ‘insan gibi’ yaşamaya başlarız.”
552 syf.
5/10 puan verdi
Kitapta dindar olmayan bir yahudi, Eistaine (bazılarına göre deist) yaradılışı incil üzerinden araştırıyor. Yani denilene göre Eistaine incildeki tanrıyı aramıyor ama onu incilde arıyor. Burada kurgusal bir hata var bence. Bu formül madem tanrının varlığını ispatlıyor neden bu kadar karışık şifrelenmiş ve bunca yıl saklanmış? (Böyle bir formül olsa saklamak şöyle dursun her yerde yazılı olurdu ya neyse, kitap içinde buna tatmin etmeyici bir cevap verilmiş.)Kitabın sonuda beni çok tatmin etmedi. Öte yandan kitapta kuantum ve atom fiziği hakkında gerçek bilgiler herkesçe anlaşılır şekilde anlatılmış bu kısımları size keyifli gelecektir.
Tanrı'nın Formülü
Tanrı'nın FormülüJose Rodrigues dos Santos · Pegasus Yayınları · 20143,207 okunma
Reklam
Formül: Sıfır beklenti, sonsuz mutluluk.
Robin Sharma
Robin Sharma
Saygıdeğer karıncalar gözlerini yuvada açar, besbelli orada kaparlar; bu müspet ve sebatkâr davranışlarıyla da büyük bir onuru hak ederler. Fakat insan hercai, bir dalda durmaz bir yaratıktır ve belki de satranç oyuncuları gibi gayeyi değil, gayeye giden yolu sever. Kim bilir (emin olamayız tabii) belki de insanların yeryüzünde ulaşmaya çalıştığı tek gaye, bu gayeye ulaşma yolundaki daimi çaba, başka bir deyişle hayatın ta kendisidir, yani iki kere iki dört cinsinden bir formül olan gaye değildir; zaten iki kere iki dört, hayat değildir baylar, ölümün başlangıcıdır. Hiç değilse insan, bu iki kere ikiden daima ürkmüştür; ben hâlâ ürküyorum. İnsan bütün ömrünü iki kere iki peşinde geçirir, bu uğurda denizler aşar, hayatını harcar, fakat yemin ederim, arayıp gerçekten elde etmekten korkar. Çünkü onu bulur bulmaz artık erişecek şeyi kalmayacağını bilmektedir.
Sayfa 57 - Pdf driveKitabı okudu
Bazı şarkılar, zaman tüneli gibi..
Ben bir zaman kaybıyım, beni boşver hocam Düşlerimden geçenleri kitaplarda bulamıycam Hangi deniz nereye dökülüyor bana ne Ben içimde boğulurken Hala aşkın olduğu yer varsa söyle Dokunulmazsam ölücem Kendimi kendimden çıkarsam sıfır kalmaz Bu matematik bizi kandırıyor hocam Elde var sorular, gözyaşları, boş umutlar Hesaplar tutmaz, tutmaz hocam Şu hayat bilgisi ne ağır dersmiş hocam Düşündüm, kararlıyım ben adam olamıycam Madem her şey basit bi formül Mutluluğu söylesin bakalım neymiş kimya Benim kimyam feci halde bozuldu Anlamsız geliyor bana dünya Feridun Düzağaç / Boş Ders Şarkısı
Kim bilir (emin olamayız tabii) belki de insanların yeryüzünde ulaşmaya çalıştığı tek gaye, bu gayeye ulaşma yolundaki daimi çaba, başka bir deyişle hayatın ta kendisidir, yani iki kere iki dört cinsinden bir formül olan gaye değildir; zaten iki kere iki dört, hayat değildir baylar, ölümün başlangıcıdır. Hiç değilse insan, bu iki kere ikiden daima ürkmüştür; ben hâlâ ürküyorum. İnsan bütün ömrünü iki kere iki peşinde geçirir, bu uğurda denizler aşar, hayatını harcar, fakat yemin ederim, arayıp gerçekten elde etmekten korkar. Çünkü onu bulur bulmaz artık erişecek şeyi kalmayacağını bilmektedir.
Sayfa 36 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.