Toprak mülkiyetinin kişisel serflik ve efendilik ilişkilerine dayanan iktidarı ile paranın kişisel olmayan iktidarı arasındaki karşıtlığı iki Fransız atasözü pek güzel ifade eder: Nulle terre sans seigneur (efendisiz toprak olmaz). L'argent n'a pas de maître (paranın efendisi yoktur).
"Her şeyin bir bedeli vardır." Fransız Atasözü
Reklam
"Tout comprende, c'est tout pardonner." "Her şeyi anlamak, her şeyi affetmektir." Fransız Atasözü
Fransız atasözü
İnsan hayatın ne olduğunu anlayana kadar ömrünün yarısını tüketmiş olur.
Sayfa 168 - Metis Yayınları
"Pırıl pırıl gökkuşağını görmek için, önce yağmuru yaşamak gerekir." -Fransız Atasözü
336 syf.
·
Puan vermedi
·
9 günde okudu
Octave Mırbeau "Bir Sinir Hastasının 21 Günü" Fransız yazarın 1901 yılında gazetede yayınladığı hikayeleri bir araya getirerek oluşturduğu bir roman. ALINTILAR •Sulak şehirlere has bir çirkinlikle beslenen bu dünya, gerçekten korkunç derecede biçimsiz... •Abysus abyssum fricat "Gelince Üst Üste Gelir." Latince bir atasözü •Basit bir insan sadece olanı görür. •Fikirler ,kitapların içinde uyuyor... Gerçek ve mutluluk asla oradan dışarı çıkmıyor. Kitaplarla Kalın ☆ Mart ayı kitabımız... Beraber okuduğumuz beğendiğimiz yorumladigimiz bir kitap oldu. Üzerinden yıllar geçsede kitabın konusu hala devam etmekte günümüzde "maalesef " Kitabımımdaki o not ♡
Bir Sinir Hastasının 21 Günü
Bir Sinir Hastasının 21 GünüOctave Mirbeau · Üç Nokta Yayınları · 2020169 okunma
Reklam
Ya pis burjuvalara kul köle olacak , pis hurafelere boyun eğeceksin ya da bu kurt sürüsü tarafından ezileceksin. Ancak " Son gülen iyi güler! " Fransız atasözü böyle der .
18.yüzyıl Fransız bilim adamı ve düşünürü Buffon, “Le style est l’homme meme” (Üslup insanın ta kendisidir) demiş. Ziya Paşa , Buffon’un bu sözünü “Üslubu beyan aynıyla insan” diye dilimize aktarınca, atasözü olmuş.
Her şeyi anlamak, her şeyi affetmektir. Bir Fransız atasözü.
Sayfa 163Kitabı okudu
Atatürk'ün altını çizdiği satırlar.
Türk fatihleri, boyundurukları altına aldıkları halklara hiçbir zaman devletin parçaları olan üyeler gözüyle bakmamışlardır, bunun yerine onları, kendilerine karşı tek sorumlulukları, hiç ses çıkarmadan efendilerinin kendilerinden büyük bir memnuniyetle istediği, çok çeşitli ağır ve ezici vergileri ödemek olan kölelerden ve haraç verenlerden oluşan bir ek bölüm olarak kabul etmişlerdir. Bu nedenle Türk genel olarak hiçbir sanayi ve ticaret işiyle uğraşmazdı. Atasözü şöyle der: ''Fransız bilimden, Ermeni ticaretten, Türk majestelikten anlar. O halde Türk, uludur ve böyle olması ona yeter. Ama ne yazık ki çağdaş uygarlığımız zamanında majestelik ve ululuk para etmemekte, geçim kaynağı teşkil etmemektedir, işte bu da neden bu kadar çok sayıda zavallı Müslüman halkın, üzerinde yaşadıkları en bereketli ve en verimli topraklar üzerinde en kara sefalet altında sürünürcesine yaşadığını açıklayan olgudur.
Sayfa 152 - cilt XVI.Kitabı okuyor
774 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.