“Ne kadar az bilirsen o kadar iyi uyursun.” der Gorki
İzahını Sartre yapar:
“Uyursan gece biter, uyumazsan sen.”
Son noktayı Freud koyar:
“Çok uyumak kaçmaktır, uyuyamamak ise yakalanmak.''
Olgunlaştıkça kimseyle uğraşasın gelmiyor.
Kendini yetiştirememiş insanlardan uzaklaşıyorsun. Seni hasta edecek insanlarla birlikte olmaktan vazgeçiyorsun.
1,5 saat Dostoyevski ile ilgili iki yazı okudum. Ve ne mi oldu? Ciğerimiz soldu derler ya aynen öyle oldu... Dostoyevski demek yıpratıcı gerçeklikte tüm insani özellikleri büyük bir empati ile hissedebilmek demek. Ve algımız ölçüsünde bunu bizim de farkedebilmemiz demek. Hüznü, kederi, aşağılanmayı, içimizde derinlerde görebilmek... Uyumsuzluğu, kaybolmuşluğu, yükselmeyi, sonsuzluğu birlikte hissedip bir girdapta dönüp durmak demek... Freud ve Nietzsche okurken de hissettiğim bu sessiz hüznü aslında tüm insanların gözünde görebilmek demek... İnsanlardan uzaklaşırken, insanlardaki saklanan yönleri onlar adına keşfedebilmek ve bunu yavaş yavaş kendine aktarıp kendini tanımak demek...