CELLAT
Bir çift yeşil göz... Dalıp gidiyorum yeşiline. Ama gittiğim yerde hiçbir şey yeşil değil. Kuş kadar pencere, iki dirhem ışık... Yırtık çarşaf, pis kokan yastık… Kireci dökülmüş duvar, kırık ayna… Bozuk musluk, sararmış tuvalet… Bir de anamı ağlatan, imanımı da gevreten köpoğlu soğuk…
On gündür beni bağrına basan kirli yatağın,
Sustuğum, sığındığım yerden senin hürmetine çıkıyorum:)
Görüşmeyeli çok cesur olmuş kelimelerin:)
Hikayelerin neden erkeklerin gözünden? Bu konuda iyisin hakkını vermek gerek.
Eleştiri kısmına girmeyeyim beceremem, becermişler ne güzel hayretle okudum.
Yaz rahime hanımcım uzun uzun yaz:))
Hikayelerin başına tamamen hayal ürünüdür falan yaz bari:))
Çok net anladım seni, aynı kaygı bende de var kendimden hiçbir şeyi umuma açık alanda paylaşamam, istemem bunu.
Beceriyorsun ama erkek karakter oluşturmayı. Denize bile işedi:)
İnşallah güzel gözlerini beni aramaya harcadığın zamanı telafi ederim:)))
Az önce insta da aile hekimi arkadaşımı gördüm. Kapadokya da eşiyle geziyordu. Sonra düşünmeye başladım. Arkadaşım üni de sınıf 3. sü idi. Yani çalışkandı. Son sene birini buldu. Ders çalışmayı bıraktı. Okul bitince evlendi. Şimdi iyi maaş alıyor. Çok fazla Yorulmuyor. Geziyor. Ve mutlu.
Ben ne yaptım. Son sene deli gibi ders çalıştım. Uzmanlık kazandım. Şimdi asistanım ve köpek gibi çalışıyom. Hem de daha az maaş ile. Birini de bulamadım:)
- Yalnızmıyım? Evet:) (yalnızlara selam olsun.)
- Evde yemeğimi tek başına mı yiyorum? Evet. (gerçi genelde evde degil hastanedeyim)
- Gezebiliyormuyum? Hayır.
- Asıl soru mutlumuyum? Evet.
Sonuç olarak istediğim şeyi kovalıyorum. Ama hayat boyu bu kadar efor sarfetmeye değerimi diye düşünmüyor değilim. Değecek mi?
Bugün sizler ile birlikte Türk Edebiyatının son zamanlarda sıklıkla duyulan, birçoğumuz tarafından okunan, bilinen yazarı Sabahattin Ali ve onun Kürk Mantolu Madonna eserini incelemek istiyorum.
Bugüne kadar eskiye dönük edebiyat eserleri okumuş olmama rağmen, Sabahattin Ali ve kalemi ile hiç tanışmadığımı söylemek ve hatta bu konuda da biraz ön