Bu eseri defalarca bıkmadan tane tane okudum bir eser bu kadar güzel olabilir.
Sezai Karakoç denince aklıma ilk Monna Rosa şiiri geliyor. Hikayesini bilip şiirini okumak daha bir başka oluyor.
sezai karakoç, fuzuli'den sonra aşkın vuslat değil de hicran olduğunu anlatan en iyi şairlerden ve bu kitaptaki şiirleri de bunu ispat niteliğinde... Üstad
Rüzgarlı Pazar 'ı okuma sürecindeyken inceleme yazmam diye düşünüyordum. Ancak yukarıdaki gibi bir final cümlesiyle karşılaştım. Bu cümle, okuduğum kitapların içinde en iyi final cümlesi olarak benim için ilk üçte yerini aldı. Hal böyle olunca kitap hakkında üç beş kelam etmeden geçmek haksızlık olur
Mustafa'nın Meyhanesinde Orhan Veliyle masadayız:
- Sence en büyük şair kimdir Orhan?
- Fuzuli.
İkinci şişenin ikinci bardağındayız.
- Peki Fuzuli den sonra?
- Fuzuli mi? Kimmiş o? Bırak.. O da avuç açmışlardan.
Ben yanımdaki hiç avuç açmamış şaire bakıyorum.
-" Dilimin enn büyük şairi sensin be Orhan." diyorum. Diyorum amma hafiften de alay etmiyor değilim. Çakıyor kerata.
-"Hadi oradan! İt." diyor.
Ömründe küfür etmemiş Orhan Veliyi nihayet kızdırabildiğime memnunum.