Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İnsan yaşamak ister, kendini satmak zorundadır, oysa bu ihtiyacını sömürenleri küçük: görür ve işçi s a t ı n a l ı r . Tuhaftır, güçlü ye, korkutucu olana; evet, tiranlar ve generaller gibi korkunç kişilere boyun eğmek, endüstrinin bütün büyükleri olan bu bilinmeyen ve ilginç olmayan kişilere boyun eğrnek kadar utanç ve aa verici biçimde yaşanmaz: İşçilerin işverende gördüğü şey, genellikle yalruzca aldatıa, tüm sıkıntılardan çıkar sağlayan, kan ernid bir köpek insandır, işverenin adı, vücut yapısı, davranışları, ünü işçinin ilgisini çekmez. Şimdiye dek fabrikatörler ve büyük ticari girişimdler, bir k i ş i y i tek başına i I g i n ç kılacak bütün o d a h a y ü k s e k ı r k ı n işaretlerinden, tarzlarından belki de çok fazla yoksun kaldılar; doğuştan gelen soyluluk, gözlerinde ve davranışlannda görünseydi, yığınlann sosyalizmi belki de olmayacaktı. Çünkü yığınlar temelde her çeşit k ö l e I i ğ e boyun eğmeye hazırdırlar, yeter ki üstlerindekiler sürekli olarak daha yüksekte oldukları, d o ğ u ş t a n emir verme gücü taşıdıklan konusunda kendilerini haklı göstersinler - kibar davranışlarla! En sıradan insan, kibarlığın birdenbire kendiliğinden oluşmadığını, onun meyvesine erişme şerefinin uzun bir zaman dilimi içinde kazarnlacağını sanır, - oysa yüksek yaşam biçiminin eksikliği ve kıpkırmızı tombul elleriyle ünlü fabrikatör kabalığı, onları şu düşüneeye getirir: Ancak kazara, ancak şans eseri, bir insan diğeri üstünde yükselir: İşte o zaman, diye düşünür, deneyelim b i z de şansımızı öyleyse! Atalım zarlanrnızı! İşte böyle doğar sosyalizm!
Sayfa 53
Daha bir y o k s u l l a ş m a l ı s ı n , sen, bilgeliksiz bilge! Sevilmek istiyorsan eğer. Yalnızca acı çekenlerdir sevilenler, sevgi verilenler, yalnızca açlık çekenlerdir: k e n d i n i a r m a ğ a n e t ö n c e , ey Zerdüşt!
Sayfa 50
Reklam
Çöl büyümekte: vay haline çölleri gizleyenin! Taş, taşa sürünerek gıcırdamakta, çöl sarılıp boğmakta. Ateş saçmakta kahverengi bakışlarla o korkunç ölüm ve ç i ğ n e m e k t e , - zaten hayatı, çiğneyişidir yalnızca... U n u t m a s a k ı n , e y ş e h v e t i n ö l ç ü s ü n e v u r u lm u ş i n s a n - t a ş d a s e n s i n , ç ö l d e , v e ö l ü m d e ...
Sayfa 18
Kötümserlik z o r u n l u o l a r a k çöküşün, yıkılışın, başarısızlığın, yorgun ve zayıf düşmüş içgüdülerin işareti midir? -tıpkı Hintlilerde olduğu gibi, tıpkı, öyle görünüyor ki bizde, "modern" insanlarda ve Avrupalılarda şimdi olduğu gibi? G ü ç l ü l ü ğ ü n kötümserliği var mıdır? Varoluşun esenliğinden, taşıp coşan sağlıklılığından, b o l l u ğ u n d a n varoluşun sertliğine, ürperticiliğine, kötülüğüne, sorunsallığına yönelik entelektüel bir eğilim? Belki de, bolluktan duyulan bir acı var mıdır? En keskin bakışın, korkunç olanı, düşmanı, onda kendi gücünü sınayabileceği değerli düşmanı i s t e y e n , yoldan çıkarıcı bir yürekliliği?
Sayfa 2
"Olaylar kör tehlikeden, kuralsız özgürlükten kaçınmak ve - e l b e t t e y a l n ı z c a t a r i h ç i n i n h a y a l g ü c ü n d e v a r o l a n - uyumlu bir bü tün içinde uygun bir unsur olarak yerini almak için art arda birbirini izlerler."
Sayfa 47
Hanım başını eğdi, sonra Boromir'e döndü ve ona altından bir kemer verdi; Merry ile Pippin'e her biri altından bir çiçeğe benzeyen bir tokası olan küçük gümüş kemerler armağan etti. Legolas'a Galadhrimler'in kullandığı gibi, Kuyutorman'daki yaylardan daha sağlam ve daha uzun, elf saçıyla gerilmiş bir yay, yanında da bir sadak ok verdi. "Ve minik bahçıvan, ağaçları seven sizin için," dedi Sam'e, "sadece ufak bir armağanım var." Sam'in avucuna sade, kapağındaki tek gümüş ründen başka süsü olmayan gri tahtadan minik bir kutu koydu. "Buraya Galadriel'i temsilen bir G harfi işlenmiştir," dedi; "lâkin sizin lisanınızda gülistanı da simgeleyebilir. Bu kutunun içinde benim meyva bahçemin toprağından var ve Galadriel'in hâlâ bahşedebileceği olanca ihsan da bu toprağın üzerinde. Bu size yolunuzda rehberlik etmez, sizi tehlikelerden de koruyamaz; lâkin eğer bu toprağı muhafaza edebilir ve sonunda tekrar evinizi görebilirseniz, o zaman belki size bir kazanç sağlayabilir. Heryeri çıplak, çorak bulsanız bile, eğer bu toprağı bahçenize serperseniz Orta Dünya'da sizin bahçeniz gibi tomurcuklanan başka bahçe olmayacaktır. O zaman Galadriel'i hatırlayıp, uzakta kalan ve sadece kış aylarımızda görmüş olduğunuz Lörien'den bir esinti yakalayabilirsiniz. Çünkü bizim baharımız, yazımız geçti ve artık hatıralar dışında bir daha da dünyada görülmeyecekler."
Reklam
Eşsiz bir anı yaşadığınızın farkındasınız. Biliyorsunuz ki bu an bir daha tekrarlanmayacak, bu anı fark ettiğiniz anda yerine bir başka an geldi bile. ... Z a m a n g e r i d ö n ü ş s ü z b i ç i m d e a k ı y o r .
Sayfa 110Kitabı okudu
İnsana birçok zincir vurulrnuşnır, bir hayvan gibi davranmayı unutsun diye: gerçekten de tüm hayvanlardan daha yumuşak, daha zeki, daha neşeli, daha temkinli olmuştur. Ama şimdi, zincirlerini taşıdığı sürece temiz havadan ve özgürce devinmekten yoksun olmanın acısını çekmektedir: - oysa bu zincirler, bıkmadan usanmadan yineliyorum ki, ahlaksal, dinsel, metafizik düşüncelerin ağır ve anlamlı yanılgılarıdır. Ancak z i n c i r - h a s t a l ı ğ ı da aşıldığında, tam olarak ulaşılmış olacaktır büyük hedefe: insanın hayvanlardan ayrılmasına. - Şimdi zincirleri çözme çalışmamızın ortasındayız ve büyük bir dikkat göstermemiz gerekiyor. Yalnızca a s i l l e ş m i ş i n s a n a verilebilir, t i n i n ö z g ü r l ü ğ ü ; yaşamın h a f i f l e t i l m e s i yalnızca ona yakınlaşır ve merhem olur yaralarına; ilk önce o söyleyebilir başka hiçbir amaç için değil, s e v i n ç için yaşadığını ve diğer tüm ağızlarda tehlikelidir onun seçim sloganı: b a r ı ş o l s u n e t r a f ı m d a v e h o ş n u t l u k d u y u l s u n t ü m s ı r a d a n ş e y l e r d e n .
Sayfa 163
“Birçok şeyi görmemek, duymamak, yanına yaklaştırmamak - ilk akıllıktır, bir tesadüf değil bir zorunluluk olduğunun ilk kanıtıdır bu. Bu kendini savunma içgüdüsü için kullanılan sözcük: b e ğ e n i ‘ d i r. Bu içgüdünün buyruğu, evet’in bir “kendinden vazgeçmek” olacağı durumda yalnızca hayır demeyi değil, h a y ı r ‘ ı o l a b i l d i ğ i n c e a z demeyi de emreder. Hayır’ı hep yeni baştan gerektiren şeyden uzaklaşmayı, onunla bağımızı koparmayı emreder.”
Öyle ince intikam türleri vardır ki, intikam almak için bir nedeni olan, aslında ne isterse yapabilir ya da yapmayabilir: bundan bir süre sonra dünya yine de onun intikam almış o l d u ğ u n d a birleşe cektir. Demek k intikam almamak bir insanın keyfine bağlı değildir: intikam almak i s t e m e d i ğ i n i telaffuz etmey bile hakkı yoktur, çünkü intikamın aşağılanması çok yüce çok duyarlı bir intikam olarak yorumlanacak ve d u y u m - s a n a c a k t ı r . - Buradan, g e r e k s i z şeyler yapmamak gerektiği sonucu çıkar - -
Sayfa 127
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.