Yalnız başıma yola devam ederken titriyordum; uzun bir süre geçmemişti ki, hastaydım, hastadan da öte yorgundum, yani biz modern insanlara heyecan duymak için geri kalan her şey hakkında duyduğum hayal kırıklığından, her yerde i s r a f e d i l e n enerji, emek, umut, gençlik, aşk hakkında; yorgundum bu romantizmin feminenlerinden ve yaltakçı-terbiye görmemişlerinden duyduğum, burada bir kez daha en mertlerden biri üzerinde zafer kazanmaya yol açan idealist yalancılıklar ve vicdan-yumuşatmasından duyduğum tiksintiden; yorguncluro sonunda ve acımasız bir kuşkunun verdiği kederin payı hiç de az değildi bu yorgunlukta - bu hayal kırıklığından sonra her zamankinden daha derin bir güvensizlik duymaya, daha derinden hor görmeye, daha derin bir yalnızlığa yazgılı oluşum yüzünden. Benim g ö r e v i m - nereye gitmişti? Nasıl? Şimdi sanki görevim benden kendini geri çekiyormuş, şimdi uzun süre onun üzerinde bir hakkım yokmuş gibi görünmüyor muydu? B u en büyük yoksunluğa katlanmak için ne yapmalı?
Sayfa 4
Tüm zamanlarda, haklı olarak "bilen kişinin kötü huyu" denmiştir k i b r e , - bu itici güce sahip kötü huy olmasaydı, hakikat ve dünyadaki geçerliliği karşısında zavallı bir konumda olacaktı. Kendi düşüncelerimizden, kavramlarımızdan, sözcüklerimizden k o r k m a m ı z d a , ama onlarda kendimize de saygı g ö s t e r m e m i z d e , onlara bizi ödüllendirebilme, hor görebilme, övebilme ve azariayabilme gücünü istemdışı olarak atfetmemizde, yani onlarla, özgür tinli kişiler, bağımsız güçlermiş gibi ilişki kurmamızdadır - buradadır benim "entelektüel vicdan" diye adlandırdığım tuhaf fenomenin kökü. - Böylece burada da en iyi cinsten ahlaksal bir şey, yabani bir kökten filizlenmiştir.
Sayfa 21
Reklam
Son olarak r o m a n t i k k ö t ü m s e r l i ğ e , yani yoksunluk çekenin, başansızın, aşılmış olanın kötümserliğinin karşısına koyduğumu, hala formüllendirecek olursam: trajik olana ve kötümserliğe yönelik bir istenç vardır, bir anlağın (beğeninin, duygunun, vicdanın) hem katılığının hem de gücünün işaretidir bu. Göğsünde bu istençle her varoluşa özgü, korkunç ve kuşku götürür olandan korkmaz kişi; bizzat onu arar. Böyle bir istencin ardında cesaret, gurur, b ü y ü k bir düşman isteği vardır.
Sayfa 9 - *
Burada herkes, tarımınfelaket içinde olduğunu söyleyecektir. Pamuk s t o k u m u z g e ç e n y ı l k i m i k t a r ı n i k i - ü ç k a t ı n d a n fa z l a d ı r . B u ğ d a y ı n d e v r e ­ den stoku iki yıl öncesinden yüzde 43 fazladır. Soya stoku gelecek yıl bu yıldan yüzde 60 fazla olacaktır. Satamıyoruz. Çünkü Avrupa Ortak Pa­zarı 20 yıl önce tarımda kendi kendine yeterli olmak için inşa edilmiştir. Fakat bu nokta geçilmiştir. Ortak Pazar 1960'lardaki yıllık 20 milyon tonluk net hububat ithalatçılığı konumundan, 1980’lerde net hububat ihracatçısı konumuna gelmiştir. Bu amaçlanan kendi kendine yeterli­liğin çok ötesindedir. Para yardımları ihracata yönelik çok artmış ve Amerikan üreticisiyle rekabet durumu yaratmıştır. Bizim üreticilerimiz, Avrupalı kapitalistlerin hazinelerine karşı mücadele vermek zorundadır.
Artık dağılmamız lazım! Birbirimizi anlamamız İ M K Â N S I Z ve hepimiz Y O R G U N U Z !
Ahmet Hamdi Tanpınar
Ahmet Hamdi Tanpınar
Y.A.: İçgüdü nedir? G.A.: Kalıtımla gelen alışkanlığın düşünmeksizin ve mekanik olarak yürütülmesidir sadece.
Sayfa 100
Reklam
736 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 5 days
Başlıyoruz
Serinin 3. kitabını az önce bitirdim. Novella beni ne kadar mutlu ettiyse bu kitap bir o kadar da süründürdü. Çok duygusal bir insan olduğum için (karakterler kavga ettiğinde bile ağlıyorum bazen) bu kitabı okurken cidden ağlamaktan içimin dışına çıkacağını düşündüm ama öyle olmadı. Birçok sahnede evet gözlerim doldu, içim kan ağladı ama
Deliler ve Cellatlar
Deliler ve CellatlarN. G. Kabal · Dex Yayınevi · 2024250 okunma
İnsan hücrelerindeki DNA'larda 200.000 farklı GEN bulunur. Genler, özelliklerimizi ortaya çıkaran proteinlerin kodlarıdır! Her gen, binlerce BAZ'ın (T-A-G ve C) değişik şekillerde dizilmesinden oluşur...
AAAAAAAAAA ÇOK TATLI YERİM
"Bunlar küçükken," diye devam etti Kali heyecanlı bir şekilde. "Daren bir gün Arın'a abi dedi."
Sayfa 662Kitabı okudu
DAHA FAZLA BİLGİ İÇİN MÜRACAAT EDİLECEK ESERLER :
1 Akfırat H.H.O. Şifalı Bitkiler, İstanbul. 2 Hauser G. Özel Beslenme, İstanbul, Dilek matbaası, 1972. 3 Göbelez M. Gıdalarımız ve Sağlığımız, Ankara, 1981 4 Gürbüz A. Şifalı Nebatlar, İstanbul, Çiçek Neşriyat, 1982. 5 Pamuk H.A. Lokman Hekim, İstanbul Pamuk yayınları, 1983 6 - Stoyanov N. Tıbbi Bitkilerimiz, İstanbul Akgün yayınevi, 1982 7 Yalçın A. Adan Z ye Şifalı Bitkiler, İstanbul, 1982
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.