Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Abdullah

Abdullah
@gafticifethi
Çek dilini vü epsem ol ben bu lisâna sığmazam
4 okur puanı
Ekim 2021 tarihinde katıldı
Rembrandt'ın karanlığını mı görmek istiyorsunuz Madam? Aksaray'dan Topkapı'ya doğru gidin, her evin kapısını çalın, yüzünüze istediğiniz karanlık fışkırır!
Reklam
Her yüz kendi ölüsünü düşündüğünü belli etmeyecek kadar sanatkardı.
O gün devlet hazinesinde beş yüz lira yoktu; Osmanlı İmparatorluğu altı yüz senelik sakalıyla dileniyordu...

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
576 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Üç İstanbul
Üç İstanbulMithat Cemal Kuntay
8.2/10 · 2.442 okunma
Reklam
Abdullah tekrar paylaştı.
Türk Romanının Sorunu kişiliktir. İnsanımızın kişilik kazanma savaşının önemini henüz kavramamış olmasıdır. Kendisiyle hesaplaşma diye bir kavramın varlığından habersiz oluşundandır. Bunun için romanımız düzmecedir. Diyalektik gibi gerçekten büyük kavramların gerisine sığınan cüceler ordusu oluşundandır. Köylünün sefil yaşayışı olgusu büyük roman yazmayı gerektirmez. Buna benzer sözler söyleyenlerin de aslında sözlerinin anlamını kavramamaları da daha acıklı bir durumdur. Halka büyük doğrular adına yalan söylemekten kurtulamamaktır sorunlardan biri. Kültürsüzlüktür. Ve en önemlisi ne kendini ne gerçeği sezememektir. Sezgisizliktir. Duyarsızlıktır. Kültür kopukluğudur. Kendilerinden yirmi yıl önce yaşamış bir romancıdan yirmi yıl ilerde olduğunu düşünme yanılgısıdır. Kötü romanları, büyük sözlerle yutturucağını sanma yanılgısıdır. Bir iki toplumsal gerçeği bir yerden duyan insanın başka şeyleri duyamamasından ileri gelen bir cahillik coşkunluğudur. Bir edebiyat çetesine yaslanmanın verdiği rahatlıkla yıllar boyunca bir arpa boyu ilerleyememenin zavallılığıdır. Derinlikten, derinliğe ilerlemekten korkmanın böcekçe korkusudur. Havuz edebiyatıdır. Yüzeyde çırpınmanın verdiği korkunun edebiyat heyecanı sanılmasıdır, böcek yanılgısıdır. Öyle bir çıkmazdır ki düzenden yana olanın da, düzene karşı olanın da aynı sularda çırpınmasıdır. Haksız olana karşı çıkanın da haksız olduğu bir ortamdır. Bunları yazmanın da bir yararı yoktur aslında.
Sayfa 226 - İletişim Yayınları (e-kitap)Kitabı okudu
Ama bilmiyordu ki vücudun ruha ihanet etmediği anlar pek azdır. Ne çok ister insan büyük kederlerin ardından ölüp gitmeyi de, başaramaz. Ruh, başına kara bir hale takarak göğe yükselmek için çırpınır ama vücut dünyalıdır; yer, içer, yaşar.
Çok uzaklarda olsam bile yakınım ona, Asla unutamam, vazgeçemem ondan asla; Kıskanırım İsa'nın bedenini bile, Onun dudakları değdiğinde!
Renksizdir, değerli dostum, tüm kuramlar, Oysa yemyeşildir yaşamın altın ağacı
Karanlık arzularının içinde bunalan iyi bir insan, Asla ayrılmaz doğru yoldan.
Reklam
Vaktiyle bir ''benliğim'' vardı; artık sadece bir nesneyim...
Toplum - bir kurtarıcılar cehennemi! Diogenes'in elinde lambasıyla aradığı, ilgisiz biriydi...
93 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.