Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kitaplarıngamzesi

En derin duygularımı bastırdım, kendi yurdumda sürgün olmak gibi tuhaf bir duruma alıştırdım kendimi.
Reklam
Mesleğini uygulamasına artık izin verilmeyen bir doktorun yanı başında yoksul düşmüş bir mühendis dikiliyor,iyi günlerinden kalma giysilerini elden çıkarmak isteyen düşes görünümlü bir kadın, çalıntı mallar sergileyen öksüz çocukların ve ev yapımı reçel satan ev kadınlarının yanında yer alıyor.Bir zamanların bu başarılı profesyonellerinin çoğu, onurları dışında herşeylerini yitirmiş durumdalar.
Garcia sevenler burda mı? Farklı bir yapısı, sunuş tekniği ve ustaca anlatımıyla"Şili'de Gizlice" Nobel Ödüllü yazar Marquez'e yine hayran biraktırıyor. Şilili sinema yönetmeni Miguel Littin'in maceralarını anlatıyor.Yapısı ve sunma yöntemi açısından bir röportaj niteliğinde bir eser.İlk baştaki_ve de başarılı bir biçimde gerçekleştirilen_amacı, askeri rejimin barındırdığı tehlikelerle dalga geçen bir film çekmek olan, ama gerçekte bu başlangıç amacından kesinlikle çok daha yürek burkan ve dokunaklı bir biçimde sonuçlanan bir serüven. Şili'deki (1973)askeri darbenin ardından Littin' in adı ülkeye dönmeleri kesinlikle yasaklanmış beşbin sürgünün adının içinde bulunuyor.Littin 12 yıldır askeri diktatörlükle yönetilen ülkesine,içinde bulunduğu durumu ortaya koyan otuz bin metreyi aşkın film çekmek için sahte bir pasaport, makyaj ustalarının maharetleriyle başarılı bir Uruguaylı bir işadamı olarak girer.Öyle ki başkan Pinochet'in özel çalışma odasında bile çekim yaparlar. 1986 yılında Madrid'de Miguel Littin usta yazar Marquez'e neler yaptığını anlatıyor ve teypte on sekiz saat tutan röportaj serüveni, mesleksel ve siyasal yönleriyle bir anı oluşturuyor.Marquez Littin'in öyküsünü birinci tekil kişi olarak aktarıyor bize amacının bu öykünün kişisel_ve kimi zaman da mahrem_niteliğini korumak, bununla birlikte hiç bir çarpıcı ekleme yapmadığını,anlatımda gösterişçiliğe kaçmadığını söylüyor önsözde.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
144 syf.
10/10 puan verdi
Şili'de Gizlice
Şili'de GizliceGabriel Garcia Marquez
7.9/10 · 905 okunma
Reklam
Minicik çocuk ellerimi avucunun içine hapsettiğinde,yüreğim yüreğinde eriyordu babacığım. Parmaklarım büyüdü diye mi tutmuyorsun artık ellerimi? Keşke hep küçük kalsalardı. Ne oldu da ayrıldı ellerimiz baba? Hiç bir zaman soramadım bunu sana.Sormak istediğimde fırsat olmadı, fırsat olduğunda cesaretim...." Diyor Verda babasına. Yakın çevremizde benzerlerini görebileceğimiz gerçeklikte bir baba_kız öyküsü... Biricik kahramanım dediği babasıyla anne babasının boşanmasıyla ayrı düşüyor Verda. Kitap,zirveye ulaşmış ünlü bir avukat olan babası Vedat Karacan'ın intiharıyla başlıyor.Bu beklenmedik ölümün ardında yatan gizi çözmek için Verda kolları sıvıyor.Geriye dönüp baktığında yüzleştiği KEŞKE'leriyle,pişmanlıklarıyla ve içini kavuran büyük bir özlemle sürüyor babasının İZ'ini.... Son derece duygusal, akıcı ve yoğun hisler bırakan bir kitap oldu benim için İZ... 📗Eski gülüşlerimi arıyorum En saf, en temiz, en tasasiz çocuk gülüşlerimi Göğe uzanan ve ulu bir masal ağacının tomurcuklarinda asili kalmışlar. Erişemiyorum.
İnsan nereye giderse rızkı da beraber gidermiş; bunu düşündüğüm yok. Ama ben dağlıyım, bu çukur ovalarda kalamam. Köyünüzün eli kınalı kızlarına katışamam, senin içine dert olur... Kızılbaş kızı geldi de Hasan'ı elimizden aldı derler, benim içime dert olur... Yörük kızı dağdan köye, çadırdan eve inmemeli... Ben seni görmemeliydim... Gördüm, sözüne uymamalıydım... Ama neyleyim, senin de tatlı sözünle güler yüzün etti bunları..
"Bir yanım toplum, bir yanım doğa, bir yanım da insan değerlerine dayalı olsun istedim." 1923'te Anadolu'nun bereketli toprakları Çukurova'da Kilikya'nın 60 evlik bir Türkmen (Hemite) köyünde bu toprakların Homeros'u doğacaktır.Kemal Sadık Göğçeli,namıdiğer Yaşar Kemal. Annesinin tek çocuğu olan Yaşar Kemal, baba Sadık, çok sevdiği tek
Guy de Maupassant’ın, yaşamının son yıllarında kaleme aldığı Ölümden Acı, yaşlılığın eşiğine gelmiş bir ressamın, sevgilisinin kızına yönelen aşkını anlatıyor. Roman, yitip giden gençliğinin izini soylu sevgilisinin güzel kızında sürmeye çabalayan ressam Olivier Bertin’in gelgitlerle örülü yaşamına olduğu kadar, metresi Kontes de Guilleroy’nın yaşlanmaya karşı umutsuz direnişine de ayna tutuyor. Alışılmış bir aşk serüveni anlatmanın çok ötesinde, insanoğlunun karmaşık yapısını ele veren bu 19. yüzyıl romanını, Tahsin Yücel güzel bir çeviriyle bize kazandırmış. Kitap fotoğrafını incelediğimde Dante Gabriel Rossetti'nin resmiyle karşılaşıyoruz.Lady Lilith, adlı bu eser Dante Gabriel Rossetti tarafından ilk kez 1866-1868'de metresi Fanny Cornforth'u model olarak kullanarak boyanmış, daha sonra 1872-73'te Alexa Wilding'in yüzünü göstermek için değiştirilmiş bir yağlı boya olduğunu öğreniyoruz. Kitap fotoğrafına da çok uygun olan bu kapak baş karakterimiz Bertin'in Kontes Guilleroy'la resmen bütünleşmiş.
İlber Ortaylı'nın çeşitli yayın organlarında 1992-2001yılları arasında çıkmış olan konuşmalarından müteşekkil bir kitap Tarihin Sınırlarına Yolculuk. Tarihimiz, bize doğru mu öğretiliyor? Tarih kitapları belirli bir ideolojinin propagandasını yapmak amacıyla, bazı gerçekleri görmezden mi geliyor? Tarihi doğru öğrenmek bize ne kazandırır? Gerçekten Cumhuriyetle Osmanlı birbirlerine çok uzak devletler midir? Osmanlı’yı reddedersek ne kazanırız, ne kaybederiz? 19. yüzyıl Osmanlı’nın neden "en uzun yüzyılı"? Osmanlı bugün devam ediyor mu? Türkiye-AB ilişkileri...21. yüzyılda onurlu bir devlet ve millet olarak yaşayabilmemizin şartları nelerdir? İlber Ortaylı’dan tarihi, tarihimizi doğru anlamaya dair sorulara cevaplar bu kitapta.. #arkakapak Tarih hiç bir şekilde bu millete okutulmamıştır,benimsetilmemiştir.Tarih bilmemekten dolayı tarih reddetme vardır.Bu çok barizdir. 📗Velhasıl;herşeyin cevabı meşrebine göredir. 📗Kanunsuzluğu önlemek, idare edilenlere yeni bir dünya görüşü kazandırmak,ulusçuluğun yanında vatanseverlik öğretilmesi ve yerleştirilmesi... peki ne oldu bu hedeflere? 📗 "Başka çaremiz var mı?" anlayışı maalesef Türkiye'deki fikri ve siyasi tembelliğin başlıca sebeplerinden biridir.
Reklam
Meşrebine göre, anasının babasının mezhebine göre, siyasi görüşüne göre çocuğun ağzına birkaç slogan yapıştırılıyor ve bunlar bütün hayatı boyunca ona yetiyor, Çocuk yüksek mühendis olabilir, profesör olabilir,tabip, hukukçu olabilir ama, bu lafları tekrarlamaktan hiç sıkılmıyor.Onu garipseyen de yok.Bu toplumdaki tarihe merak, bir Afrika kabilesindeki insanınkinden daha fazla değil.Bir şeyin künhüne inmek,soru sormak,somut delil aramak gibi bir merakımız yok.Bu çok az bir insana mahsus bir özellik Türkiye'de.
📗"Çevremizdekilere karşı davranışlarımızda dikkatli olmamız gerek. Çünkü her ölüm geride kalan bir avuç kimseye öyle düşünceler miras bırakır ki yapılacakken yapılmamış, unutulmuş, boş verilmiş şeyler... Onarılabileceği hâlde onarılmamış kırgınlıklar, giderilmemiş eksiklikler... İnsan için bunlardan daha acı bir düşünce olamaz! Hiç bir pişmanlık iş işten geçtikten sonra duyulan pişmanlık kadar acı değildir." Oliver Twist küçükken hemen hemen hepimizin tanıştığı yetim ve temiz yürekli bir çocuk." Ezilmiş bir hayat, ezilmiş çocuklar,o dönemin İngilteresi'ni,devrin en büyük ekonomisinin başkent sefilleri, hırsızları, mahkemeleri, zenginliğin eleştirileri, fakirliğin çaresizliği,o dönem eğlence aracı olarak görülen Edebiyatın toplumsal eleştirisi, güzelce betimlenmiş "Adalet"algısı yürek burkan hayatıyla Oliver Twist'ın okuduğum en uzun basımıydı. *Victoria döneminin şüphesiz en büyük yazarı Dickens yapıtlarında Sanayi Devrimi döneminin acılı ve sıkıntılı yıllarını gerçekçi ve etkili bir dille anlatmış. *Dickens'ın yaşamına baktığımda babasının sorumsuzlukları yüzünden geçen çok mutsuz çocukluğu ona böyle efsane karakterler yarattırıyor ve her eseri klasikler arasında yer alıyor.["Büyük Umutlar"(Pip) aynısını görüyoruz]
918 öğeden 796 ile 810 arasındakiler gösteriliyor.