Feminist ütopyanın ilk örneklerinden. 1915 yılında yazılmış. Dönemin şartlarına göre bence çok cesur bir adım. 1915'te tefrika edilmiş fakat kitaplaştırılması 65 yıl sonra olmuş.
Kitap, 3 Amerikalı erkeğin keşfettiği bir ülkeyi anlatıyor. Sadece kadınların yaşadığı, yaklaşık iki bin yıldır hiçbir erkeğin olmadı bir kadınlar ülkesi.
İsimleri Terry, Jeff ve Vandyck olan bu üç erkek, bu ülkeyi bulmak için yola çıkıyorlar. Hiç erkek olmadığına inanmadıkları gibi büyük bir ön yargıları da oluşuyor. Sadece kadınların yaşadığı bir ülke nasıl olabilir ki? İlkel bir topluluk, belki de dönemin çok gerisinde kalmış bir ülke bekliyorlar. Fakat oraya gittiklerinde beklentilerinin tam tersiyle karşılaşıyorlar. Öncelikle hiç erkeğin bulunmamasına rağmen çocukların var olduğu görüyorlar. Çocukların hepsi de kız.
Sonrasında oradakilerle sohbet edip vakit geçirdikçe toplumsal cinsiyet rollerini sorgulama başlıyorlar. Kadınların ve erkeklerin daha doğmadan üzerlerine atfedilen roller vardır. Bu rollere farklı bir bakış açısı getiriyor bu kitap. Çünkü bu ülkede sadece kadınlar var, ve kadınlar ülkesinde var olan her şey kadınların eseri.
Savaşın olmadığı, kin, nefret, kıskançlık gibi kötü duygularım barınmadığı, huzurlu bir yaşam oluşturdukları bir ülke görüyoruz. Bizim dünyamızın yanında tabir-i caizse cennet kalıyor bu ülke. Anneliğin kutsallığına ve bu ülkede ne kadar çok değer verildiğinden de bahsedilmiş.
Beğendiğim kitaplar arasında yerini aldı. Bence okumak için bir şans verilmeli.