Gami

Kitabı alabileceğimi söyleyince çok sevindim. Eldivenlerimle birlikte onu da elimde sıkı sıkı kavradım. Gün bitmişti madem, bari yanımda ona ait bir şey olsun istemiştim.
Reklam
Meğer yok olan bizmişiz Timuçin. Sen, ben, Betül… Biz hiç yokmuşuz kurban olduğum. Yok olduğumuz için bilememişiz yok olduğumuzu. Var olsaydık bilirdik.
Ama erkekler böyledir işte! Nankör ve doyumsuz. Onlarla olmadığınız zaman sizden nefret ederler, çünkü onlarla olmayacaksınızdır. Onlarla olursanız da, bir sebep bulup gene nefret ederler sizden. Ya da hiçbir neden yokken, kadın ne yaparsa yapsın, hiçbir şeyden memnun olmayan çocuklar gibidirler çünkü.

Reader Follow Recommendations

See All
Bana haksızlık ettiğin sürece, dedim, hayalini bile kurduğun her şey çökecek.
Sayfa 211Kitabı okudu
Ama ısrar ediyor, savaşmalısın. Savaşmalısın. Ama ben nasıl savaşılır bilmiyorum. Tek bildiğim hayatta kalmak.
Reklam
Kendimi özgür biçimde salıverip, her gittiğim yerde alışılageldiği biçimde alışveriş yapıp dolaşmak istiyorum yabancı ülkelerde ve sularda.
Baktığımız hiçkimse kendisine yöneltilen bakışa değmez. Bakmak her zaman onur kırıcıdır.
Aldanabilirdim, güzel kadınlar gibi, bakılan kadınlar gibi güzel olduğumu sanabilirdim, çünkü gerçekten çok bakıyorlar. Ama biliyorum, bir güzellik sorunu değil bu, başka bir şey, örneğin ruh sorunu.
Gün gelecek, gün gelecek, bu çılgın dünya sona erecek, Ve Tanrı bize ödünç verdiklerini geri alacak. O kederli günde Tanrımıza çıkışmak istersen hiç düşünme, Git çıkış. O yalnızca gülümseyip kafasını sallayacak.
Sayfa 292Kitabı okudu
Gamze Malkoç Hanımefendi’nin Hayatı ve Görüşleri
Dangalak kendini öyle akıllı sanır ki, çenesini bir saniye olsun kapamaz. Konu ne olursa olsun herkese laf yetiştirir. Mesela bir şeyin hoşunuza gittiğini söylediniz, geçmiş olsun, niye hoşunuza gitmemesi gerektiğini anlatır. Dangalak, sizi daima aptal gibi hissettirmek için elinden geleni yapar. Ne derseniz deyin, en doğrusunu hep o bilir.
Sayfa 152Kitabı okudu
Reklam
Annesinin kollarında, annesi yürürken kapanmayacak gözlerle sarsılarak gökyüzüne bakan katılaşmış bebek hakkında şiir yazamazsınız.
Yola, Gözyaşı Yolunu adını verdiler çünkü bu ad romantik geliyor ve yoldan geçenlerin hüznünü anlatıyordu. Bir ölüm yürüyüşü romantik değildir oysa…
Şundan emin olabilirsiniz… korkulacak zaman, İnsan’ın bir ülkü uğruna acı çekmeyi ve ölmeyi reddettiği zamandır. Çünkü bu bir tel nitelik İnsan’ın temelidir. Bu bir tek nitelik, evrende benzeri olmayan İnsan’ın ta kendisidir.
Sayfa 185Kitabı okudu
Şunu söyleyebilirsiniz insan için: Kuramlar değişip yıkıldığı zaman, düşünce okulları, felsefe ve inançlar, kimi milliyetçi, kimi dinsel, kimi ekonomik konudaki dar ve karanlık düşünce yolları önce gelişip sonra parçalandığı zaman, insan ileri doğru uzanır, sendeler, acı duyar, bazen de hatalar yapar. Adımına attıktan sonra bazen gerisin geri kayabilir ama, en fazla yarım adım geriye kayar, asla bir adım kaymaz. Kesinlikle inanabilirsiniz buna.
Sayfa 184Kitabı okudu
Zavallı hafıza! Günden güne yok olduğunu hissettiğimiz vücut denilen şu toprak yığıntısının üzerinde durmadan sonsuzluk içinde çalışır durur… Hüzünlü bir bakışı senelerce muhafaza eder… Bir sözü, bir tebessümü yıllarca saklar… Etrafından baş döndürücü bir hızla geçen bütün hatıra ve tesirleri hemen tutmaya çalışır. Bu tahammülü aşan çabayla bütün kuvvet ve takati kaybolunca bize ümit verilen istikbal biter; hayatımıza eşlik eden mazi, unutmuşlar deryası içinde yok olur. O zaman ölümcül şekilde yaralanmış bir asker gibi bizi mezarın kapısında bırakarak hizmetini terk eder.
“Bravo beyfendiler, sizin erkeklik dediğiniz bu mudur? Bizi kandırmak için önce kullandığınız o ağızlar, döktüğünüz o tatlı diller nedir? Bugün kustuğunuz bu merhametsizlikler nedir? Canınızı, malınızı, saadetinizi, her şeyinizi fedaya hazır olduğunuzu anlatarak işe başlıyorsunuz… Sonra bir kılınıza zarar gelmesinden korkarak bütün kabahatleri âciz bir kızın üzerine yığıp, bu günahtan tertemiz sayılmaya bakıyorsunuz. Hangi kız bu hakikati böyle benim gibi kulaklarıyla işitip de gözleriyle görse erkeğin kalbini anlar, bu felâketten döne döne ibret alır. Onun yalancı sevdasına kapılarak bir daha kollarının arasına düşmekten kendini sakınır…”
Sayfa 192 - ServinazKitabı okudu