Acıdan öldüğün söylendi. Ama senin içindeki üzüntü seni anımsayanlarınki kadar büyük değildi. Sen sonunda boşluktan başka bir şey bulamama tehlikesini göze alarak mutluluğu aradığın için öldün
Yaşamın sonu hiçbir zaman bana ırak gözükmedi. Her yüzde, her solukta, her büyüyende, her yaşlananda, her sarılmada, her sabahta gördüm yaşamın sonunu.
Savaş... Şimdiye dek olan her şeye son demekti bu. Büyük küçük tüm sevinçlere son, çocuk hayal etmeye son, insanın yaşamını dolduran tüm iyi şeylere son.
Eğer sadece kendi benliğimden ibaret isem, yaratılmış olmamın ne gibi bir anlamı olabilir ki? Bu dünyadaki en büyük acılarım, Heathcliff'in çektiği acılar olmuştur ve onları başladıkları andan itibaren hissetmiş ve gözlemlemişimdir. Benim bugüne kadar hayattaki tüm düşüncelerim onda odaklanmıştır. Dünyadaki her şey yok olsa ve bir tek o kalsa, benim varlığım devam ederdi ama her şey yerli yerinde kalsa da o yok olsa, evren benim için bir yabancı olur ve kendimi onun bir parçası olarak göremezdim.
sorarlarsa "ne iş yaptın bu dünyada?" diye, rahatça verebilirim yanıtını. "yalnız kaldım. kalabildim. altı milyarın arasına doğdum. ve hiçbirine çarpmadan geçtim aralarından."
Seni suçlamıyorum, seni sen olduğun gibi seviyorum, sıcakkanlı ve unutkan, özverili ve sadakatsiz, seni öylece her zamanki halinle ve şimdi de olduğun gibi seviyorum.