Evin saadethane olduğu devirde, evde olmak da bir saadet idi şüphesiz. Ne vakit ev saadethane değil zindan olarak görülmeye başlandı, saat de kol saati oldu. Ev saati, sokak saati olup arayıcı fişeği gibi zıldır zıldır gezmeye, herkesin, her şeyin vaktine kendini uydurmaya, bu uğurda kan ter içinde koşmaya, "geç kaldın" diye azar işitmeye başladı.