Son beklediğim
``` Ufkumda bulutlar kümelerken kara bahtım, Ben her gönül ufkunda doğan mâvi sabahtım. Devran bana taslarla zehir sundu da birden Ben herkese bir neş'e yarattım o zehirden. Bir köprü kurup, zulmetin ardında, seherle, Bildim gülüp eğlenmeyi ömrümce kederle. Alnımdaki her çizgi beyaz bir gece saklar, Bir başka şafaktır saçımın gördüğü aklar. Farkım ne, emel kaynağı bir körpe çocuktan, Mâdemki henüz gelmedi son yolcum ufuktan? Ömrümce neden yılları zincir gibi çektim, Mâdemki bir aşk uğruna can vermeyecektim? Bir müjde taşır her gün uzaktan bana rüzgâr; Elbet gelecek, gelmedi, bir beklediğim var! Son beklediğim gelmeden ölsem de yüzünde, Devran bulacak yâr ile ağyârı hüzünde. İsmim gezecek pembe dudaklarda elemle, Gözler dolacak bir çocuk ölmüş gibi nemle. Bir günde doğup can veren altın kelebekler, Bizden daha genç öldü bu şair diyecekler!
Sayfa 70 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okuyor
MAYIS GÜNLERİ İÇİN AĞIT
II * Ortalık karışıktır Tabanca çekmek zorunda bırakıldık Bir tarih de biz düşelim İşe başlamanın tam da sırası Aşk gitti, başka Kaleler kaldı geriye *
Reklam
Bir kadının en ruhani hayatının hâzinesinin yanarak kül olduğu durumlarda, kadın beklemeye razı olmak yerine, sınırsız bir açlık hissine kapılır. Böylece, örneğin, heykel yapmasına izin verilmemiş olan bir kadin birden gece gündüz heykel yapmaya başlar, uykudan kesilir, masum bedenini besinden yoksun bırakır, sağlığı kötüleşir ve kimbilir başka neler yaşanır. Belki de artık bir an bile uyanık kalamaz; ah, uyuşturuculara uzanır... çünkü ne kadar süre özgür kalacağım kim bilebilir ki...
Sayfa 256 - Ayrıntı Yayınları
Anlamlar her zaman ebedidir.
"Dinle," dedi. "Ben çocukken dedem ölmüştü; kendisi heykeltıraştı. Ayrıca dünyaya verecek bol bol sevgisi olan, çok iyi bir adamdı ve kasabamızın gecekondu mahallesinin temizlenmesine yardım ederdi; bizim için oyuncaklar yapardı ve hayatında milyonlarca şey yaptı; elleriyle bir şeyler yapardı hep. O öldüğünde, aslında onun için değil de yaptığı onca şey için ağladığımı fark ettim birden. Ağladım, çünkü onları bir daha asla yapmayacaktı; bir daha asla bir odun parçasını yontmayacak, arka bahçede kumru ve güvercin yetiştirmemize yardım etmeyecek, kendi tarzıyla keman çalmayacak ve bize fıkra anlatmayacaktı. O bizim parçamızdı ve öldüğünde bütün eylemleri bıçak gibi kesildi, o işleri tam onun gibi yapacak kimse de yoktu. O bir bireydi. Önemli bir adamdı. Ölümünün etkisinden hâlâ kurtulamadım. O öldüğü için kim bilir ne muhteşem oymalar asla yapılmadı, diye düşünürüm sık sık. Dünyada kim bilir kaç fıkra eksik ve dedemin elleri kim bilir kaç posta güvercine dokunmadı. O dünyayı biçimlendirdi. Dünyaya bir şeyler yaptı. Onun öldüğü gece, dünya on milyon iyi eylemden mahrum bırakıldı."
"Kaybolmak, rahatsız edilmemek, bulunamamak istiyorsan, her yerde birden olacaksın! "
İyi geceler +35
Türkiye’de İstanbul ne ise, İstanbul’da gece ne ise, Gecede yürümek ne ise, Yürürken düşünmek ne ise, Seni unutmamacasına düşünmek ne ise, Unutmamanın anlamı ne ise, Seni sevmek ne ise, Saklayayım, yok söyleyeyim derken Birden aşka düşmek ne ise. Her neyse..
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.