O gecenin sabahına açılan gözlerini aynada fark etmeye çalışıyordu. Geri dönmek istiyordu; bir daha uyanmamak... Biliyordu ki orasıydı onun özgür dünyası, yaşamaya değer yanları, düşleyip düşünebildikleri, susmadan söyleyebildikleri... İfadesinde acı tuzlu taneleri ile düşünmeye başladı, bu aralar hükümsüz düşünceler sarmıştı tüm benliğini.
Dili çok güzel, sade ve akıcı. Altı çizilecek ve alıntı yapılabilecek yığınla satır dolu bir kitap. Şahsen ben okumaktan büyük keyif aldım, yaşamın her alanından izler buldum. Hiç bitmesin istediğim “Bir Delinin Senfonik Dokundurmaları” isimli şiirini aşağıya alıyorum.
-Sevgi,
Kilidi olmayan tek hazinedir.-
-Sevgisiz kalp ışık girmeyen mabet
"Yarattıkları kurmaca evrenden, gerçek dünyaya hiç dönmek istemediğimiz, yarattıkları karakterleri bazen biraz ileri gidip kendi hayatımızdaki gerçek insanlara yeğlediğimiz yazarlar var. Bu saçma hayattan bir kapı aralansa, kendimi hikayelerinin içinde bulsam diyeceğim yazarlar bunlar. En çok da öykücüler... Edebiyattan anlamam. Ben sadece,
DİPÇE:
Sonunun sabaha evrilmediği bir yolculuk hikayesinde Ferdinand Bardamu, yazarın kendinden yola çıkarak yarattığı bir karakterdir. Hikayenin seyrinde birkaç değişiklik olsa da okur olarak Celine ile Bardamu'yu ayırt etmek girişiminde bulunmayız hatta daha ileri giderek Bardamu'nun her daim yoluna çıkan Robinson karakterini de
Merhaba arkadaşlar! Bugün gene güzel bir romanın incelemesi için birlikteyiz. Sevdiğim ve tüm kitaplarını okuduğum Dan Brown’un “Melekler ve Şeytanlar” kitabını enine boyuna ele alarak düşüncelerimizi karalamaya çalışacağız. İncelememin size faydalı olacağı düşüncesindeyim ve bizzat kitabı okuyanlar içinde ayrı bir deneyim olacağı düşünmekteyim. O
''İnandı mı?'' diye sordu Pars, neyden bahsettiğini anlamak için başımı kaldırmadım.
Uyku tatlı geliyordu.
''Bana güveniyor.'' Kumral tereddütle yanıtlamıştı soruyu. Pars bir şeylerin peşinde olduğunun altını çizercesine yeniden konuştu.
''Peki sen ona güveniyor musun Fetih?'' İma dolu sorusuna cevap alamadı. Kimden bahsettiklerinden emin değildim ama sanırım Kumral, yaşlı adamı ikna etmişti. Diğer yandan ikinci sorusu beni kastediyordu. Sorusunun cevabını beklerken gerildim.
''Fazla seçeneği yok.''
Bana acır gibi konuşunca irkilmiştim.
''Ya benimle kalacak ya ölecek.''
"Sana buraya bazı şeyler koyuyorum. Yol boyunca aklında olsun. lazım olursa açar okursun. Olmazsa da olsun, bir zararı yok, burada dursun."
Birhan Keskin, fakir kene
"Sabahları kitap mürekkebinin kokusunu içime çekmeyi severim."
Kitabın teması, başına ne gelirse gelsin insanın, yaşamaktan asla vazgeçmemesi gerektiğidir. Tema olarak bunu belirleyen bir yazarın, kahramanının başından türlü zorluklar geçirmesi çok normal. Kahraman bu zorlukları aşmalı ve bunu yaparken gösterdiği azim, irade ve sabır okura geçmelidir. Dram öğesi sayesinde de okur, kahramanla empati kuracak ve