Hayat böyle inanılmaz bir şey işte.
Bir gün biriyle tanışıyorsun, bir yola giriyorsun, o yol seni başka bir yola götürüyor.
Derken bir bakmışsın ki sen yol açıyorsun birilerine.."
Geçenlerde bir yorumumun altına Atsız Beyin bizde babama yazılmış olan birkaç mektubu var diye bir yorum yapıldı. Çok sevindim zira Atsız'ın yazdığı mektupların mühim bir bölümü hâlâ gün yüzüne çıkarılmış değildi. Bu mektuplar için irtibata geçtim cevap bekliyoruz. Bugün de Atsız'ı henüz lise öğrencisiyken tanımış olan Adil Özcan'ın eseri yayınlandı. Ne güzel bir ay oldu bu. Çünkü sadece bu sevindirici haberlerle kalmadık. Atsız'ın öğrencisi Ahmet Bican Ercilasun'a saygı gecesi de düzenlendi ve orada sorularımızı sorduk, ruhlarımızı dinlendirdik, bozkurtların prestij baskısından sonra çizgi romanı yapıldı, Orkun'un ilk iki devresi tıpkıbasım olarak 3 Mayısın 80. Yılı anısına okura sunuldu. Orkun vakfının düzenlediği Altın Bozkurt ödülleri sahiplerini buldu. Sadece bir Atsız külliyatı oluşmuyor, Atsız tesiri dalga dalga büyüyor.
Ölüm benim gibi çocuklar için görünmezdi, çıkıyorduk, o büyülü geçitlerde korkusuzca koşturuyorduk, tarihten muaftık. Deprem gecesi, her şeyin tepetaklak olabileceğini ilk kez düşündüğüm geceydi.