İki Günlük Devrim
Bir süre boş boş bakan gözlerle aldırmadan halıya damlayan meyve suyu paketini izledi. Az ötede duran ucuz boş votka şişesi gözüne ilişti. Umut kendi kendine mırıldanarak: “Dün gece ne kadar çok içmişiz öyle; neredeyse dün geceye dair hiçbir şey hatırlamıyo-rum. Bu son olsun, bundan sonra alkolü bu kadar çok abartma-yacağım.” Bir anda aklına bir soru düştü: “Üç beş saat, belki de daha fazlası bilmiyorum. Sonuçta insan ömrünün yaşayacağı az bir sürede, alkolün keyif verici sınırını aşıp, bilinçsizce her nerede olursa olsun fark etmez, bir yerlerde dolaşmak korkunç bir şey. Peki, çoğu insan hayatları boyunca nasıl bilinçsizce yaşıyorlar bu sarhoşluğun içinde? Hayatlarının hangi dönemlerinde kaç şişe votka içtiler ki hâlâ ayılamıyorlar. Zihnimde bu soruyu bir yerlere oturtamıyorum. Evet evet, bu son olsun. Artık alkol sını-rını aşmak yok. Eğer bu sınırı bir daha aşarsam trafik polisleri-nin alkollü sürücülere ceza kesmesi gibi ben de kendi zihnime bir ceza keseceğim. Peki, kendi zihnimi nasıl cezalandırabilirim ki bunula ilgili hiçbir fikrim yok…” “Dur biraz! Bilinçsizlik bilinçsizlik… Evet, bir yerlerde bi-linçsizce dolaşmaktan daha büyük bir ceza olabilir mi ki?” “Hayır hayır, bir anlığına bile olsa, yaşamları boyunca bi-linçsizce oradan buraya sürüklenen insanlar gibi asla olmayaca-ğım!” dedi kendi kendine…
Sayfa 32 - Bilinçaltındaki kâbusKitabı okudu
O geceye dair onda hatırladığım ne kadar gergin ve endişeli olduğuydu.
Reklam
Umudu yoktur ama yarına dair . Umudunu hep, adımını attığı geceye bağlamıştır .
Sayfa 82 - Venedik yayınlarıKitabı okudu
Eritilemeyecek olan Tek bir söz aşka dair Hayata uzun bir veda Bir şiir dizesine Beynimde çakan kıvılcıma Tepemdeki gürültüye Bir dağ yamacındaki kır çiçeğine Eriyen maviliğe Çocuk seslerine veda Geceye, yıldızlara Açık bir tren penceresinde Şarkılar söylemeye Okuduğum, okuyamadığım Kitaplara şiirlere Bir otel odasında yalnızlığa Delice sevişmelere Yakıcı ayrılıklara Uzun, upuzun bir veda
Ölmeye Dair
"Geceye dönük gözleri güne kör olan baykuş ışığın esrarını ortaya çıkaramaz. "
TOZLU SAHİFELERDEN ÇIKIP YÜREKLERE YERLEŞEN KAHRAMAN: KÜR ŞAD (BOZKURTLARIN ÖLÜMÜ) Olay Örgüsü İncelemeye geçmeden önce romanın genişçe bir özetini vermek faydalı olacaktır. Olay 621 yılında, bir yaz gecesi başlar. Yüzbaşı Işbara Alp'ın buyruğundaki Gök Türk erleri bozkırda uyumaya çalışmaktadırlar. Ertesi gün Çin'e akın
Reklam
gece gözlü ..
Leylâ, "geceye dair, gece gözlü, gece saçlı" demekti. Sonradan gece bahtlı da olacaktı. Kays'ın çığlıkları, işte bu "gece renkli" güzel için idi.
Sayfa 7 - Kapı YayınlarıKitabı okudu
Koyun saymaya son ! :)
- Gece uyumadan önce gözlerimi yumarım, demişti. Kendimi öptürmekten hoşlanacağım erkekleri saymaya çalışırım. Parmaklarımla sayarım onları. Eğlenceli iştir. Ona kadar varamazsam, pek yalnız hissederim kendimi...
Her ben dediğimde “Affola,” diyesim geliyor oysa..
Ben de bu dünyaya düşmüş biriyim. Kimi zaman şeytan dokunmuş düşünü hayra yoramayan Havva, kimi zaman af dileyerek kırk yıl gözyaşı döken  dem gibiyim. “Ben neyim?” diye gelmedimse de dünyaya, belli, “Ben neyim?” diye diye gideceğim. Parmaklarımın ucunda yükselerek bir pencere aralığından, batan güneşi gördüğüm günden beri, gökyüzünün rengini,
İlk baharın sonlarında akşam vakitlerinde Çiçek açmış meyve ağaçlarından oluşan bahçede dolaşmayı severdim. Renkli polen tozlarıyla dolu narin çiçeklerine bakar ve kendimi hayat ve evrenle barışık hissederdim. Hafif esintide yaprakların yatıştırıcı sesini dinlemek, benim için, yaratılışın ihtişamına dair bir içgörü sunardı. Akşam geceye dönünce bahçede, özellikle de gökyüzü açıkken oyalanmayı severdim.
Sayfa 52 - HalikarnasKitabı okudu
641 öğeden 631 ile 640 arasındakiler gösteriliyor.