Bana sevdiğini söyleme, hissettir önce.
- Gecenin vakti karanlığında, şehrin sessizliği uykudayken, zihninde sesimi duyabildiğini hissettiğini söyle mesela.
- Gün aşınca geceyi, saatin bile farkında olmadan, tek gözünle bakarken ekrana, beklenmeyen bildirimi alabilme ihtimalini anlat mesela.
- İnsanların kişisel alanları olabileceğini ve bu alanların bazen tek başına yaşamak istemesinde, şüpheyle karışık kuruntu yapmayacak kadar güven mesela.
- Boş vaktinde bana ayıracağın zaman yerine, zaman yaratmaya çalışmanın daha önemli olduğunu bilmelisin mesela.
- Güven kelimesinin yalnızca 5 harften oluşmadığını ve aklında kendini cevapsız bırakan sorular olmadığının farkında olduğunu hissettir mesela.
- Kendi değerinin farkında olman gerektiğini bir cümlede okumak yerine hissettiğini anlat mesela.
- Empatinin kişiye göre değişebileceğini, zamanla bilmediğin kişilere söverken, zamanla da bilmediğin kişileri överken bulduğunu söyle mesela.
Bana sevdiğini söylemeden evvel hissettiklerini anlat aslında. En güçlü hissettiğinde, en dibe düştüğünde, bir kitap cümlesini okurken, bir şarkı sözünü dinlerken, bir resim gördüğünde, bir karar verdiğinde... yerim nerede mesela?
Beni sevdiğini söylemeden evvel kendini sevdiğini hissettirmelisin aslında. O sevgi içinden bir parça alabilmek için anlık bekliyor olacağım tüm hislerimle karşında.
Tüm bu yazılanları tek bir vücutta bulup görebilir insan boy aynasının karşısında. Sevmenin, ve sevilmenin yukarıdaki örnekler gibi bir kural çerçevesinden çok, duygularla olduğunun farkında olduğumuzda, asırlar öncesi anlatılan efsane aşklar kaldırıp raflara yeniden yazılabilir bu yüzyılda.
Cihat İnce